迎头痛击 karşı karşıya saldırı
Explanation
指迎面给予敌人沉重的打击。形容坚决、勇敢地反击敌人。
Düşmana karşı karşıya ağır bir darbe indirmeyi anlatır. Düşmana karşı kararlı ve cesur bir karşı saldırıyı tanımlar.
Origin Story
话说抗日战争时期,八路军某部在敌后战场与日军遭遇。日军凭借装备优势,企图凭借强大的火力优势,迅速突破我军的防线,直捣我军根据地。然而,八路军战士们早已做好了充分的准备,他们沉着冷静,果断地选择迎头痛击!战斗一开始,日军就遭遇了我军猛烈的火力打击,瞬间陷入被动。八路军战士们英勇顽强,凭借灵活的战术和坚定的意志,将日军一次又一次的进攻彻底击溃。战斗持续了一整天,日军伤亡惨重,最终被迫撤退。这次迎头痛击,不仅粉碎了日军的进攻计划,更重要的是极大地鼓舞了抗日军民的士气,为最终的抗战胜利奠定了坚实的基础。
Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusu defalarca düşmanla çatıştı. Bir keresinde düşman üstünlüğünü göstererek savunma hatlarımızı kırmaya çalıştı. Ancak Türk askerleri hazırlıklıydı. Sakin kaldılar ve düşmana doğrudan saldırmaya karar verdiler! Savaş başlar başlamaz düşman, askerlerimizin güçlü saldırısıyla karşılaştı ve hızla zayıfladı. Türk askerleri savaş yeteneklerini ve kararlılıklarını kullanarak düşmanın birçok saldırısını püskürttü. Savaş gün boyu sürdü, düşman ağır kayıplar verdi ve sonunda geri çekilmek zorunda kaldı. Bu doğrudan saldırı sadece düşmanın planlarını bozmakla kalmadı, aynı zamanda özgürlük savaşçıları için de morali yükseltti.
Usage
常用作谓语、宾语;形容坚决、勇敢地反击敌人。
Sıklıkla yüklemler ve nesneler olarak kullanılır; düşmana karşı kararlı ve cesur bir karşı saldırıyı tanımlar.
Examples
-
面对强敌,我军迎头痛击,取得了决定性胜利。
miànduì qiángdí, wǒjūn yíngtóutòngjī, qǔdéle juédìngxìng shènglì
Güçlü bir düşman karşısında ordumuz karşı karşıya bir saldırı başlattı ve belirleyici bir zafer kazandı.
-
面对困难,我们应该迎头痛击,而不是逃避。
miànduì kùnnán, wǒmen yīnggāi yíngtóutòngjī, ér bùshì táobì
Zorluklar karşısında onlardan kaçmak yerine cesurca yüzleşmeliyiz