面不改色 sakin
Explanation
形容人遇事沉着冷静,脸色丝毫没有变化。
Zor bir durumda, yüz ifadesinde hiçbir değişiklik olmadan sakin ve soğukkanlı kalan birini tanımlar.
Origin Story
话说三国时期,诸葛亮率领大军攻打南蛮,不料遭遇了山洪暴发,大军被困在一处山谷之中,情况万分危急。面对这突如其来的灾难,诸葛亮却面不改色,沉着冷静地指挥士兵们搭建浮桥,疏通水道,最终带领大军安全脱险。事后,有人问诸葛亮当时的心情,诸葛亮只是淡淡一笑,说道:“临危不乱,方显将帅本色。”
Üç Krallık döneminde, Zhuge Liang güneydeki kabilelere saldırmak için büyük bir orduyu yönetti. Beklenmedik bir şekilde, ani bir sel felaketi yaşandı ve ordu bir vadide mahsur kaldı, çok tehlikeli bir durum. Ancak Zhuge Liang sakinliğini korudu ve askerlere bir geçici köprü inşa etmelerini ve su yollarını temizlemelerini emretti. Sonunda, tüm ordu güvenle kurtuldu. Daha sonra, biri Zhuge Liang'a o sırada nasıl hissettiğini sordu ve o gülümseyerek şu cevabı verdi: "Sadece tehlikede sakin kalabilenler bir generallerin gerçek doğasını gösterir."
Usage
用于形容人面对紧急情况或重大压力时,能够保持镇静、沉着冷静的神态。
Acil durumlarla veya büyük baskıyla karşı karşıya kaldığında sakin ve soğukkanlı kalabilen birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他面对突发事件,面不改色,沉着应对。
ta miàn duì tūfā shìjiàn, miàn bù gǎi sè, chénzhuó yìngduì.
Beklenmedik olaylarla karşılaştığında sakin kaldı.
-
尽管身处险境,他却面不改色,镇定自若。
jǐnguǎn shēn chù xiǎnjìng, tā què miàn bù gǎi sè, zhèndìng zìruò.
Tehlikede olsa bile, sakin ve soğukkanlı kaldı.