大惊失色 çok korkmuş
Explanation
形容非常害怕,脸色都变了。
aşırı korkuyu, yüz renginin değiştiği durumu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一位名叫李白的诗人,他游历各地,写下了许多千古名篇。一天,李白来到一座深山,途中遇到了一位老樵夫。老樵夫告诉李白,前面有一座鬼谷,里面住着许多妖怪,十分危险。李白虽然胆子很大,但是听到老樵夫这样说,也不禁大惊失色。他心想,这深山老林的,万一真的遇到妖怪,那可怎么办?想到这里,他不由得加快了脚步,赶紧离开了这座深山。
Tang Hanedanlığı sırasında, çok seyahat eden ve birçok ünlü şiir yazan Li Bai adında bir şair yaşadığı söylenir. Bir gün Li Bai, yüksek bir dağa gitti ve yolda yaşlı bir oduncuyla karşılaştı. Yaşlı oduncu Li Bai'ye önde çok sayıda canavarın yaşadığı ve çok tehlikeli olan hayalet bir vadi olduğunu söyledi. Li Bai çok cesur olmasına rağmen, bunu duyunca korkmaktan kendini alamadı. İçinden, "Bu ıssız ormanda gerçekten bir canavarla karşılaşsam ne olur?" diye düşündü. Bunu düşününce hızını artırdı ve hemen o yüksek dağı terk etti.
Usage
作谓语、补语;常用来形容人由于极度害怕而脸色大变的样子
yüklem veya tümleç olarak; aşırı korkudan dolayı yüz renginin dramatik biçimde değiştiğini tanımlamak için kullanılır
Examples
-
听到这个噩耗,他大惊失色,一句话也说不出来。
ting dao zhe ge e hao, ta da jing shi se, yi ju hua ye shuo bu chu lai le.
Kötü haberi duyunca çok korktu ve tek kelime edemedi.
-
面对突如其来的危险,她大惊失色,手脚都僵住了。
mian dui tu ru qi lai de wei xian, ta da jing shi se, shou jiao dou jiang zhu le.
Ani bir tehlikeyle karşılaşınca çok korktu, elleri ve ayakları uyuştu.