黯然神伤 黯然神伤
Explanation
黯然神伤,形容心神沮丧、悲伤的样子。通常用以表达悲伤、失落、失望、痛苦等情绪。例如,看到朋友离去的背影,感到黯然神伤;比赛失利后,黯然神伤。
‘黯然神伤’ üzüntü, hayal kırıklığı ve keder durumunu tanımlar. Genellikle üzüntü, kayıp, hayal kırıklığı ve acı gibi duyguları ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir arkadaşınızın ayrıldığını gördüğünüzde üzgün olduğunuzu veya bir şey kaybettikten sonra üzgün olduğunuzu söyleyebilirsiniz.
Origin Story
在一个宁静的夜晚,一位名叫王小明的少年坐在窗边,看着窗外繁星点点的天空,他的内心却充满了悲伤和失落。几天前,他最亲密的朋友李明搬家离开了这个城市,去往遥远的地方。他们一起度过了无数快乐的时光,一起学习,一起玩耍,一起分享彼此的喜怒哀乐。如今,李明离开了,王小明感到无比的孤单和失落。他黯然神伤地想着,以后再也见不到李明了,他们的友谊也将会随着时间的流逝而慢慢淡忘。他不知道该如何面对眼前的这一切,只能默默地承受着这份孤独和悲伤。
Sessiz bir gecede, Wang Xiaoming adında genç bir adam pencerenin yanında oturmuş, dışarıdaki yıldızlı gökyüzünü izliyordu. Ancak kalbi üzüntü ve kayıpla doluydu. Birkaç gün önce, en yakın arkadaşı Li Ming şehirden uzak bir yere taşınmıştı. Birlikte sayısız mutlu an yaşamışlardı, birlikte öğrenmişler, birlikte oynamışlar, birbirlerinin sevinçlerini ve kederlerini paylaşmışlardı. Şimdi Li Ming gittiği için Wang Xiaoming inanılmaz derecede yalnız ve kayıp hissediyor. Li Ming'i bir daha göremeyeceğini ve dostluklarının zamanla yavaşça solup gideceğini düşünerek üzüntü duyuyor. Tüm bunlarla nasıl başa çıkacağını bilmiyor ve sadece bu yalnızlığı ve üzüntüyü sessizce taşıyor.
Usage
这个成语常用来形容人们在经历了不幸、挫折、离别等事件后,感到悲伤、失落、失望的情绪。它通常用来表达一种内心深处的痛苦和哀伤,比“悲伤”更加强烈,也更加具体。
Bu deyim genellikle insanların talihsiz olaylar, başarısızlıklar veya ayrılıklar yaşadıktan sonra duydukları üzüntü, kayıp ve hayal kırıklığı duygusunu tanımlamak için kullanılır. Genellikle 'üzüntü'den daha yoğun ve daha özel olan derin bir iç acı ve kederi ifade etmek için kullanılır.
Examples
-
他听到这个消息后,黯然神伤,沉默不语。
tā tīng dào zhège xiāo xi hòu, àn rán shén shāng, chén mò bù yǔ.
Haberi duyduktan sonra çok üzgün oldu.
-
看到朋友离去的背影,他黯然神伤,心中充满了悲伤。
kàn dào péng you lí qù de bèi yǐng, tā àn rán shén shāng, xīn zhōng chōng mǎn le bēi shāng.
Arkadaşının gittiğini görünce çok üzüldü.
-
在比赛失利后,他黯然神伤,脸上写满了失落。
zài bǐ sài shī lì hòu, tā àn rán shén shāng, liǎn shàng xiě mǎn le shī luò.
Maçtan sonra çok üzgündü.
-
面对着日益严峻的形势,他黯然神伤,不知道该如何是好。
miàn duì zhe rì yì yán jùn de xíng shì, tā àn rán shén shāng, bù zhī dào gāi rú hé shì hǎo.
Giderek daha da kötüleşen durumla karşı karşıya kaldığında çok üzgündü, ne yapacağını bilmiyordu.