一哄而散 Dağılmak
Explanation
形容聚在一起的人一下子吵吵嚷嚷地走散了。
Bu deyim, bir araya gelen bir grup insanın, bir şey olduğunda aniden dağılmasını anlatmak için kullanılır.
Origin Story
古代,有一位县令,为了让老百姓安居乐业,决定在县城举办一场热闹非凡的庙会。消息传出,百姓们都兴奋不已,纷纷赶来,整个县城顿时人山人海,热闹非凡。然而,就在庙会进行得如火如荼的时候,突然,一阵风吹过,刮起了一阵沙尘暴,人们顿时慌乱起来,互相推搡着,争先恐后地往外逃,场面一片混乱,最后,人们都一哄而散,原本热闹非凡的庙会,瞬间就变得空无一人,只剩下满地的垃圾和一些零散的物品。
Eski zamanlarda, bir ilçe yargıcı, halkın huzur ve refah içinde yaşamalarını sağlamak için ilçe kasabasında canlı bir tapınak fuarı düzenlemeye karar verdi. Haber yayıldı ve insanlar heyecanla fuara akın etti. Tüm ilçe kasabası insanlarla doluydu ve faaliyetlerle hareketliydi. Ancak, tapınak fuarı tam gaz devam ederken, güçlü bir rüzgar esti ve toz fırtınası kopardı. İnsanlar panikledi, birbirlerini itti ve her yöne kaçtı. Sahne kaotikti ve sonunda insanlar dağıldı. Eskiden canlı olan tapınak fuarı anında boş kaldı, sadece bir yığın çöp ve dağınık eşyalar kaldı.
Usage
形容人聚在一起,突然发生什么事,便一下子散开了。
Bu deyim, bir araya gelen bir grup insanın, bir şey olduğunda aniden dağılmasını anlatmak için kullanılır.
Examples
-
听到消息,人群就一哄而散。
tīng dào xiāo xi,rén qún jiù yī hōng ér sàn。
Haberleri duyar duymaz kalabalık dağıldı.
-
大家一哄而散,商店里只剩下老板一个人。
dà jiā yī hōng ér sàn,shāng diàn lǐ zhǐ shèng xià lǎo bǎn yī gè rén。
Herkes dağıldı, sadece dükkan sahibi kaldı.