事不宜迟 Vakit kaybetme
Explanation
指事情要及时迅速地做,不能拖延。
Bir meselenin hızlı ve hemen ele alınması gerektiği ve hiçbir gecikmeye izin verilmediği anlamına gelir.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人正准备去拜访一位隐居山中的朋友。他收拾好行装,正要出发,却迟迟未能动身,因为他心里犹豫不决,不知道该选择哪条路走。这时,一位老仆人走过来,语重心长地对他说:"公子,事不宜迟,这等好事,我们应该即刻动身,早点拜访朋友,岂不快哉!"李白听了老仆人的话,深以为然,便不再犹豫,立即动身前往朋友的隐居之处。在路上,李白一边欣赏着美丽的景色,一边思考着人生的哲理,心情十分愉悦。当他到达朋友的住处时,朋友非常高兴地接待了他,两人促膝长谈,共话诗词歌赋,度过了一段美好的时光。这次拜访,不仅让李白欣赏了美丽的风景,还加深了他与朋友的友谊,更让他明白了一个道理:人生如白驹过隙,时间宝贵,"事不宜迟",许多事情都应该及时去做,而不能拖延。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, Li Bai adlı bir şair, dağda yaşayan bir arkadaşını ziyaret edecekti. Eşyalarını topladıktan sonra, yola koyulmak üzereydi ancak hangi yolu seçeceğine karar veremediği için tereddüt etti. Tam o anda yaşlı bir hizmetçi gelip ciddi bir şekilde ona şunları söyledi: "Efendim, zaman değerlidir. Arkadaşımızı ziyaret etmek için hemen yola koyulmalıyız. Harika olmaz mı!" Li Bai kabul etti ve arkadaşının tenha evine hemen doğru yola çıktı. Yolda güzel manzaraların tadını çıkardı ve hayat felsefesi üzerine düşündü, çok mutlu hissetti. Varışta arkadaşı onu sıcak bir şekilde karşıladı ve ikisi de şiir ve edebiyat hakkında uzun ve samimi bir sohbet ettiler, birlikte harika bir zaman geçirdiler. Bu ziyaret, Li Bai'ye sadece güzel manzaraların tadını çıkarma fırsatı sağlamakla kalmadı, aynı zamanda arkadaşlarıyla olan dostluğunu da derinleştirdi ve ona bir ders verdi: hayat kısadır, zaman değerlidir. Birçok şey geciktirilmeden zamanında yapılmalıdır.
Usage
用于劝诫人们要抓紧时间,不要拖延。
İnsanları zaman kaybetmemeleri ve işi geciktirmemeleri için teşvik etmek için kullanılır.
Examples
-
战机稍纵即逝,事不宜迟,我们必须马上行动!
zhanji shaozongjishi,shibuyichi,womenbixuma shangxingdong!
Fırsat nadirdir, vakit kaybetme, yakala!
-
机会难得,事不宜迟,赶紧抓住!
jihune nanduo,shibuyichi,gangjin zhuazhu!
Zaman değerlidir, hemen harekete geçmeliyiz!