低眉顺眼 alçakgönüllü ve itaatkar
Explanation
形容态度谦卑顺从,没有主见。
Kendi fikri olmayan, alçakgönüllü ve boyun eğici bir tavrı tanımlar.
Origin Story
从前,有个小女孩叫小雨,她性格内向,总是低眉顺眼。一天,村里来了个算命先生,小雨的家人请他给小雨算命。算命先生掐指一算,说小雨将来会嫁给一位高官,荣华富贵。小雨听了,心里又惊又喜,但她依然低眉顺眼,不敢多说一句话。后来,小雨真的嫁给了一位高官,但她依然保持着低眉顺眼的性格,凡事都听从夫君的安排。日子久了,夫君对她越来越不满,觉得她没有自己的主见,像个木偶一样。小雨虽然拥有了荣华富贵,但内心却并不快乐,她后悔自己年轻时过于低眉顺眼,失去了表达自己想法的机会。她开始努力改变自己,学习独立思考,不再盲目顺从。最终,她不仅得到了夫君的尊重,也获得了内心的平静与满足。
Bir zamanlar, başını hep eğik tutan Xiaoyu adında utangaç bir kız vardı. Bir gün, bir falcı köye geldi ve Xiaoyu'nun ailesi ondan Xiaoyu'nun falına bakmasını istedi. Falcı, Xiaoyu'nun yüksek rütbeli bir memurla evleneceğini ve zengin bir hayat yaşayacağını söyledi. Xiaoyu şaşırdı ve sevindi, ama yine de alçakgönüllü kaldı ve tek kelime etmedi. Daha sonra, gerçekten yüksek rütbeli bir memurla evlendi, ancak alçakgönüllü ve uysal doğasını korudu ve her zaman kocasının talimatlarına uydu. Zamanla, kocası ondan giderek daha fazla hoşnutsuz oldu, kendi fikirlerinin olmadığını ve bir kukla gibi olduğunu düşündü. Xiaoyu zenginlik ve şerefe sahip olsa da, içten içe mutlu değildi. Gençliğinde çok alçakgönüllü olmanın ve kendini ifade etme fırsatlarını kaçırmanın pişmanlığını yaşadı. Kendisi üzerinde çalışmaya başladı, bağımsız düşünmeyi öğrendi ve artık körü körüne itaat etmeyi bıraktı. Sonunda, kocasının saygısını kazandı ve iç huzur ve tatmini buldu.
Usage
用于形容人的态度谦卑顺从,通常带有贬义,表示缺乏主见和独立思考能力。
Bir kişinin alçakgönüllü ve itaatkar tavrını tanımlamak için kullanılır, genellikle olumsuz bir anlam içerir ve bağımsız düşünme ve yargılama eksikliğini gösterir.
Examples
-
他低眉顺眼地向老板道歉。
tā dī méi shùn yǎn de xiàng lǎobǎn dàoqiàn
Eğilip patronundan özür diledi.
-
她低眉顺眼地接受了批评。
tā dī méi shùn yǎn de jiēshòule pīpíng
Eleştiriyi alçakgönüllü bir şekilde kabul etti.
-
面对强大的对手,他不得不低眉顺眼。
miànduì qiángdà de duìshǒu, tā bùdébù dī méi shùn yǎn
Güçlü bir rakibin karşısında eğilmek zorunda kaldı.