名符其实 adına yakışır
Explanation
名符其实的意思是名声或名义和实际情况相符,名副其实。
Bu deyim, şöhretin veya ismin gerçek durumla tutarlı olduğu anlamına gelir.
Origin Story
话说唐朝时期,有个秀才,勤奋好学,学识渊博,尤其精通诗词歌赋,在乡里享有盛誉,人们都称赞他为“才子”。一日,县里举办诗词大会,他信心满满地参加了。在比赛中,他挥毫泼墨,一首首诗词佳作,展现出他深厚的文学功底,令评委们叹为观止。最终,他一举夺魁,名扬四海。从此以后,“才子”之名更加名副其实,他的才华得到了充分的认可,这也印证了“名符其实”的道理。
Bir zamanlar, Çin'in Tang Hanedanlığı döneminde, özellikle şiir ve şarkılarda derin bir bilgiye sahip, çalışkan ve bilgili bir bilgin yaşarmış. Köyde çok ünlüydü ve insanlar ona "yetenekli adam" derlermiş. Bir gün, ilçe bir şiir yarışması düzenlemiş ve o da güvenle katılmış. Yarışmada birçok mükemmel şiir yazmış ve derin edebi yeteneklerini sergilemiş, jüri üyelerini hayrete düşürmüştür. Sonunda yarışmayı kazanmış ve ünlü olmuştur. O zamandan beri, "yetenekli adam" adı daha da hak edilmiş ve yeteneği tam olarak tanınmıştır. Bu da "adına yakışır" deyiminin doğruluğunu kanıtlar.
Usage
形容名声或名义和实际相符,多用于褒义。
Bu sıfat, şöhretin veya ismin gerçeklikle uyumlu olduğunu belirtir, genellikle övücü anlamda kullanılır.
Examples
-
他确实是个名符其实的专家,经验丰富,技术高超。
tā quèshí shì ge míng fú qí shí de zhuānjiā, jīngyàn fēngfù, jìshù gāochāo
O gerçekten de çok yetenekli bir uzman, zengin deneyime ve üstün becerilere sahip.
-
这家酒店名符其实地体现了奢华与舒适的完美结合。
zhè jiā jiǔdiàn míng fú qí shí de tǐxiàn le shēhuá yǔ shūshì de wánměi jiéhé
Bu otel gerçekten de lüks ve konforun mükemmel birleşimini temsil ediyor.
-
他的作品名符其实地反映了那个时代的社会风貌。
tā de zuòpǐn míng fú qí shí de fǎnyìng le nàge shídài de shèhuì fēngmào
Eserleri o dönemin toplumsal manzarasını mükemmel bir şekilde yansıtıyor.