听而不闻 duyar ama duymazdan gelir
Explanation
形容对别人的话或事情漠不关心,好像没有听到一样。
Başkalarının sözlerine veya eylemlerine kayıtsızlığı, hiçbir şey duymamış gibi olmak için kullanılır.
Origin Story
从前,在一个偏僻的山村里,住着一位名叫阿牛的年轻人。他性格内向,沉默寡言,很少与人交往。村里人常说他“听而不闻”,因为他总是独自一人坐在田埂上,看着远处的山峦,任凭周围的喧嚣声在他耳边回荡,他却好像什么也没有听到一样。 有一天,村里来了一个算命先生,他自称可以预知未来,并为村民算命解惑。算命先生来到阿牛身边,想为他算一卦,但阿牛只是默默地注视着远方,对算命先生的话语充耳不闻。算命先生见此情景,不禁叹了口气,离开了。 其实,阿牛并非真的“听而不闻”,只是他心中有更重要的东西,那就是对未来的迷茫和对自身命运的思考。他沉浸在自己的思绪中,无法将注意力放在外界的干扰上。 在漫长的岁月里,阿牛通过不断地学习与思考,终于找到了一条适合自己的道路。他凭借着自己的勤奋和才智,最终取得了巨大的成功。而他曾经的“听而不闻”,也成为他人生道路上一个重要的转折点,提醒他专注于自己的目标,不被外界的干扰所影响。
Bir zamanlar, uzak bir dağ köyünde, Aniu adında genç bir adam yaşıyordu. İçine kapanık, sessiz ve nadiren başkalarıyla etkileşimde bulunuyordu. Köylüler sık sık onun "sağır" olduğunu söylerlerdi, çünkü her zaman tarlanın kenarında yalnız oturur, uzaktaki dağlara bakardı ve etrafındaki gürültünün kulaklarında yankılanmasına izin verirdi, ancak hiçbir şey duymuyormuş gibi görünürdü. Bir gün, köylerine geleceği tahmin edebileceğini ve köylülerin şüphelerini giderebileceğini iddia eden bir falcı geldi. Falcı, Aniu'ya yaklaştı, falına bakmak istedi, ancak Aniu sadece uzaklara sessizce baktı ve falcının sözlerini duymazdan geldi. Bunu görünce falcı iç çekti ve ayrıldı. Aslında Aniu gerçekten "sağır" değildi, ancak aklında daha önemli bir şey vardı: geleceğe dair belirsizliği ve kendi kaderi hakkında düşünceleri. Düşüncelerine o kadar dalmıştı ki, dış dünyanın dikkatini dağıtıcı unsurlarına odaklanamıyordu. Uzun yıllar boyunca Aniu, sürekli öğrenme ve düşünme yoluyla, sonunda kendisine uygun bir yol buldu. Azmi ve zekasıyla nihayet büyük bir başarı elde etti. Ve geçmişteki "sağırlığı", hayatında önemli bir dönüm noktası oldu, ona hedeflerine odaklanmayı ve dış müdahalelerden etkilenmemeyi öğretti.
Usage
用于形容对别人的话或事情漠不关心,不予理睬。
Başkalarının sözlerine veya eylemlerine kayıtsızlığı ve aldırmazlığı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他上课总是心不在焉,老师讲的内容,他听而不闻。
tā shàngkè zǒngshì xīn bù zài yān, lǎoshī jiǎng de nèiróng, tā tīng ér bù wén
Derste daima dalgın olur ve öğretmenin söylediklerini dinlemez.
-
面对领导的批评,他竟然听而不闻,置之不理。
miànduì lǐngdǎo de pīpíng, tā jìngrán tīng ér bù wén, zhì zhī bù lǐ
Amiri onu eleştirdiğinde, duymazdan gelir.