喜眉笑眼 Neşeli gülümseme
Explanation
形容面带笑容,十分高兴的样子。喜悦之情溢于言表。
Bu deyim, birinin yüzünden yayılan mutluluğu ve neşeyi tanımlar.
Origin Story
小明期末考试成绩出来了,他考了年级第一!放学回家,小明一路蹦蹦跳跳,喜眉笑眼地向父母炫耀他的成绩单。父母看到成绩单后,也喜眉笑眼,激动地拥抱了小明,并为他准备了一顿丰盛的晚餐。晚上,一家三口围坐在餐桌旁,谈笑风生,其乐融融,喜悦之情洋溢在每个人的脸上。小明拿着筷子,一边吃饭,一边兴奋地向父母讲述学校里发生的趣事,父母则在一旁认真倾听,不时发出开心的笑声。那一刻,家里的气氛温馨而快乐,充满了幸福的味道。这是小明人生中一个值得纪念的夜晚,也是父母眼中最美好的画面。
Yıl sonu sınav sonuçları açıklandı ve Ming sınıfında en yüksek puanı aldı! Okuldan eve dönerken Ming sevinçten zıplıyordu ve karnelerini ailesine gösteriyordu. Ming'in ailesi de karneyi görünce çok sevindi, Ming'i sımsıkı kucakladılar ve kutlama için özel bir akşam yemeği hazırladılar. O akşam küçük aileleri yemek masasında bir araya geldi, kahkaha dolu ve neşeli bir sohbet ettiler. Ming zevkle yemek yerken okulda yaşanan komik olayları anlatıyordu, ailesi de dikkatle dinliyor ve arada bir gülüyordu. Evin havası çok sıcak ve sevgi doluydu. O akşam Ming için özel bir anı oldu ve anne babasının gözünde en güzel manzara.
Usage
常用于描写人高兴的神态。
Bu deyim, genellikle birinin mutlu yüz ifadesini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他喜眉笑眼地迎接客人。
ta ximei xiaoyan di yingjie keren
Misafirleri coşkulu bir şekilde karşıladı.
-
看到孩子考了高分,父母喜眉笑眼。
kan dao haizi kao le gaofen, fumu ximei xiaoyan
Çocuklarının iyi notlar aldığını görünce anne baba çok sevindi