寝食不安 huzursuz
Explanation
形容心里非常不安,以至于睡不好觉,吃不好饭。
Çok huzursuz, yemek yiyemeyen ve uyuyamayan birini tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,边关告急,战事不断。一位名叫李靖的将军临危受命,前往边境抵御外敌。临行前,他夜不能寐,寝食不安,心中充满了焦虑与担忧。他深知此行凶险,不仅要面对强敌的入侵,还要应对恶劣的天气和补给的匮乏。他翻来覆去,在床上辗转难眠,脑海中不断浮现着将士们的面容,浮现着家乡的山水,也浮现着那无尽的战场硝烟。他知道,肩上的担子有多重,百姓的安危寄托在他身上。他知道,他必须以身作则,鼓舞士气,才能带领将士们战胜强敌。所以即使寝食不安,他也坚持到天明,整理好行装,毅然决然地踏上了征程。
Tang Hanedanlığı sırasında, sınırda sürekli savaş olduğu söylenir. Li Jing adlı bir general, ölüm kalım savaşı durumunda sınırı savunmakla görevlendirildi. Gitmeden önce, geceleri uyuyamazdı ve çok endişeliydi. Yolculuğun tehlikeli olduğunu ve sadece düşmanla değil, kötü hava koşullarıyla ve malzeme yetersizliğiyle de karşı karşıya kalacağını biliyordu. Yatağında dönüp duruyordu, aklında askerlerin yüzleri, memleketinin dağları ve nehirleri ve sonsuza dek süren savaş dumanı vardı. Omuzlarındaki yükün ne kadar ağır olduğunu ve halkın güvenliğinin ona bağlı olduğunu biliyordu. Askerlerini düşmana karşı zafere götürmek için örnek teşkil etmesi ve moralini yükseltmesi gerektiğini biliyordu. Bu nedenle, huzursuz olsa da şafağa kadar bekledi, hazırlıklarını tamamladı ve kararlı bir şekilde yolculuğuna başladı.
Usage
常用来形容人因忧虑或担心而吃不好饭,睡不好觉的状态。
Çoğunlukla, endişe veya kaygı nedeniyle iyi yemek yiyemeyen veya uyuyamayan birinin durumunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
自从孩子生病后,她寝食不安,整日忧心忡忡。
zìcóng háizi shēngbìng hòu, tā qǐnshí bù'ān, zhěngrì yōuxīn chōngchōng
Çocuğu hastalandıktan beri, gece gündüz endişelenerek ne yiyebiliyor ne de uyuyabiliyor.
-
考试临近,他寝食不安,夜不能寐。
kǎoshì línjìn, tā qǐnshí bù'ān, yè bùnéng mèi
Sınav yaklaştığı için huzursuz ve geceleri uyuyamayan