是非分明 Doğru ve yanlış açık
Explanation
指对事情的是非曲直看得清楚,判断准确。
Doğruyu yanlıştan açıkça ayırt etme yeteneğine işaret eder.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位德高望重的村长。他为人正直,是非分明,深受村民的爱戴。一天,村里发生了一件纠纷:老李家的羊闯进了老王的菜地,啃坏了许多菜。老王气冲冲地找到老李,要求赔偿。老李却说羊是无意的,不肯赔偿。双方争执不下,都跑到村长那里告状。村长仔细询问了事情的经过,查看了菜地的损坏程度,又了解了双方的情况,最终做出了一个公平的判决:老李赔偿老王部分损失,并保证以后不再让羊进入老王的菜地。老王和老李虽然心里都不太高兴,但都服气村长的判决,因为村长是非分明,公正无私。从此以后,村里再也没有发生过类似的纠纷。
Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, çok saygın bir köy ağası yaşıyordu. Dürüst ve tarafsız bir adamdı, köylüler tarafından çok seviliyordu. Bir gün, köyde bir tartışma çıktı: Yaşlı Li'nin koyunları Yaşlı Wang'ın sebze bahçesine girmiş ve birçok sebzeyi mahvetmişti. Yaşlı Wang öfkeyle Yaşlı Li'ye giderek tazminat talep etti. Ancak Yaşlı Li, koyunların yanlışlıkla girdiğini söyledi ve tazminatı reddetti. İkisi de anlaşamadan tartıştılar, bu yüzden her ikisi de köy ağasına şikayette bulundular. Köy ağası olayı dikkatlice araştırdı, sebze bahçesindeki hasarı inceledi ve her iki tarafın durumunu anladı ve sonunda adil bir karar verdi: Yaşlı Li, Yaşlı Wang'ın kayıplarının bir kısmını telafi etmeli ve koyunlarının Yaşlı Wang'ın sebze bahçesine tekrar girmemesini garanti etmeliydi. Ne Yaşlı Wang ne de Yaşlı Li tamamen mutlu olmasa da, her ikisi de köy ağasının kararını kabul etti çünkü o adil ve tarafsızdı. O zamandan beri köyde benzer bir tartışma yaşanmadı.
Usage
形容对是非曲直的判断准确、清晰。
Doğru ile yanlış arasında net kararlar verme yeteneğini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他是非分明,从不偏袒任何一方。
ta shi fei fen ming, cong bu pian tan ren he yi fang.
O tarafsızdır, asla bir tarafı tutmaz.
-
这件事是非分明,绝不容忍姑息。
zhe jian shi shi fei fen ming, jue bu rong ren gu xi
Mesele açıktır ve uzlaşmaya yer yoktur..