杀一儆百 Birini öldürerek yüzleri uyarmak
Explanation
杀一儆百,指杀一个人来警告其他人。
Birini öldürerek yüzlerce kişiyi uyarmak.
Origin Story
西汉时期,河东太守田延年巡视霍光的家乡平阳,发现当地强盗横行,民不聊生。他决定采取强硬手段,迅速平息民乱。他抓住一个为首的强盗,将其处死,并公开示众。此事一出,其他强盗闻风丧胆,纷纷逃窜,不敢再作恶。一时间,平阳地区恢复了安宁,百姓们也安居乐业。田延年的杀一儆百之策,不仅有效地震慑了犯罪分子,更重要的是维护了社会秩序,使当地百姓生活安定。
Batı Han Hanedanlığı döneminde, Hedong valisi Tian Yannian, Huo Guang'un memleketi Pingyang'ı denetledi ve haydutların kol gezdiğini ve halkın acı çektiğini gördü. Hızlı bir şekilde huzursuzluğu bastırmak için sert önlemler almaya karar verdi. Bir haydut başını yakaladı ve kamuya açık bir şekilde idam ettirdi. Bunun üzerine diğer haydutlar korktu ve kaçtılar, artık kötülük yapmaya cesaret edemediler. Bir süreliğine Pingyang bölgesinde barış yeniden sağlandı ve halk huzur ve refah içinde yaşadı. Tian Yannian'ın birini öldürüp yüzlerce kişiyi uyarma politikası, suçluları etkili bir şekilde caydırdı, aynı zamanda sosyal düzeni korudu ve yerel halkın hayatını istikrara kavuşturdu.
Usage
常用于警示、震慑等场合。
Sık sık uyarı veya caydırma durumlarında kullanılır.
Examples
-
为了维护社会秩序,我们必须杀鸡儆猴,杀一儆百。
wèile weihu shèhuì zhìxù, wǒmen bìxū shā jī jǐng hóu, shā yī jǐng bǎi.
Sosyal düzeni korumak için, başkalarını uyarmak için bir örnek vermeliyiz.
-
这个案例的发生足以杀一儆百,让其他人引以为戒。
zhège ànlì de fāshēng zúyǐ shā yī jǐng bǎi, ràng qítā rén yǐnyǐwéijìè
Bu olayın meydana gelmesi, diğerlerinin bunu bir uyarı olarak alması ve bundan ders çıkarması için yeterlidir.