欣然自得 memnun ve tatmin olmuş
Explanation
形容心情舒畅,感到很满意。
Rahatlama ve memnuniyet duygusunu tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个风景如画的山村里,住着一个名叫李明的年轻书生。李明勤奋好学,博览群书,尤其擅长书法。一天,他完成了一幅精美的书法作品,字迹流畅飘逸,神韵十足。李明看着自己的作品,心中充满了喜悦和自豪。他仿佛置身于一个宁静祥和的世界,感觉所有的烦恼都烟消云散了。他轻轻地抚摸着纸张,感受着墨香的余韵,嘴角微微上扬,露出了欣然自得的笑容。从那以后,李明更加努力地学习和创作,他相信,只要坚持不懈,就一定能够取得更大的成就。他的欣然自得,也感染了身边的人们,大家都对他充满了敬佩和赞赏。
Çok uzun zaman önce, pitoresk bir dağ köyünde, Li Ming adında genç bir bilgin yaşarmış. Li Ming çalışkan ve bilgili biriymiş, birçok alanda uzmanlaşmış, özellikle hat sanatında. Bir gün, güzel bir hat eseri tamamlamış; yazı karakterleri akıcı ve zarifmiş, bir çekicilik yayıyormuş. Li Ming eserine bakmış, kalbi neşe ve gururla doluymuş. Sanki huzurlu bir dünyadaymış, bütün sorunlar yok olmuş. Yavaşça kağıda dokunmuş, mürekkebin kalıcı kokusunu hissetmiş, dudaklarının köşeleri memnun bir tebessümle hafifçe yukarı kalkmış. O zamandan beri, Li Ming daha da büyük bir azimle çalışmış ve yaratmış, azmin daha büyük başarılara yol açacağına inanıyormuş. Memnuniyeti çevresindekileri de etkilemiş; herkes onu hayranlıkla karşılamış ve övmüş.
Usage
常用来形容人做事成功后,心情愉悦而满足的样子。
Genellikle bir görevi başarıyla tamamladıktan sonra duyulan neşe ve memnuniyet hissini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他完成了任务,欣然自得地笑了。
ta wancheng le renwu, xinranzide di xiaole.
Görevi tamamladı ve memnuniyetle gülümsedi.
-
看着自己的作品,他欣然自得。
kanzhe zijide zuopin, ta xinranzide.
Kendi eserine bakarak, kendisiyle gurur duydu