毛骨悚然 Dehşet içinde kalmak
Explanation
毛骨悚然的意思是形容人感到非常恐惧,以至于毛发都竖立起来,骨头都好像要酥软了。
"毛骨悚然" o kadar korkmuş olmak anlamına gelir ki, saçlar diken diken olur ve kemikler titrer. Bu, bir kişinin korkudan vücudunun tepki verdiği aşırı korku durumunu tanımlar.
Origin Story
在一个古老的村庄里,住着一位年迈的老人,他以精通医术和神秘传说而闻名。一天晚上,暴雨倾盆,狂风呼啸,电闪雷鸣,老人独自一人坐在昏暗的房间里,手中握着一本古老的医书。突然,一阵强烈的风吹开了窗户,一阵刺骨的寒风直扑老人面门。老人顿时感到一阵凉意,毛骨悚然。他仔细地环顾四周,却什么也没发现。老人的心怦怦直跳,他强忍着恐惧,继续低头阅读医书。然而,就在这时,他听到一阵奇怪的声音,像是在房间里低声细语。老人吓得浑身颤抖,忍不住抬起头,却发现房里空无一人。他闭上眼睛,努力让自己镇定下来,但那奇怪的声音依然在耳边回荡。终于,老人忍不住大喊:“是谁在那里?快出来!”话音刚落,老人突然感到一阵刺骨的寒冷,他猛地睁开眼睛,却发现房间里站着一个黑影,那黑影伸出一只苍白的手,指向了老人手中的医书。老人顿时吓得魂飞魄散,他丢下医书,跌倒在地。
Eski bir köyde, tıp yeteneği ve gizemli efsanelere dair bilgisiyle bilinen yaşlı bir adam yaşıyordu. Bir gece, şiddetli yağmur yağarken, rüzgar uluyordu, şimşek çakıyordu ve gök gürlüyordu, yaşlı adam loş odasında yalnız oturmuş, elinde eski bir tıp kitabı tutuyordu. Aniden, güçlü bir rüzgar esti ve pencereyi açtı, yaşlı adamın yüzüne keskin bir soğuk rüzgar çarptı. Yaşlı adam hemen üşüdü ve korktu. Dikkatlice etrafına baktı ama hiçbir şey bulamadı. Yaşlı adamın kalbi hızla çarpıyordu, korkusunu bastırdı ve tıp kitabını okumaya devam etti. Ancak tam o sırada, odada fısıldayan birisi gibi garip bir ses duydu. Yaşlı adam korkudan titredi ve farkında olmadan başını kaldırdı, ancak odayı boş buldu. Gözlerini kapadı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı ama garip ses hala kulaklarında yankılanıyordu. Sonunda, yaşlı adam dayanamadı ve bağırdı, “Orada kim var? Çık dışarı!”. Konuşur konuşmaz, yaşlı adam aniden keskin bir soğukluk hissetti. Gözlerini aniden açtı ve odada karanlık bir figürün durduğunu gördü. Figür, solgun bir elini uzattı ve yaşlı adamın elindeki tıp kitabını işaret etti. Yaşlı adam hemen korktu, kitabı düşürdü ve yere yığıldı.
Usage
这个成语多用于形容恐怖、惊悚、害怕等情绪,表示内心极度不安,毛发倒竖,骨骼酥软的感觉。
Bu deyim genellikle korku, dehşet, korku vb. duyguları tanımlamak için kullanılır ve aşırı rahatsızlık, tüylerin diken diken olması ve kemiklerin gevşek hissettirdiği bir duyguyu ifade eder.
Examples
-
看到那血淋淋的画面,我不禁毛骨悚然。
kàn dào nà xuè lín lín de huà miàn, wǒ bù jīn máo gǔ sǒng rán.
O kanlı sahneyi görünce dehşet içinde kaldım.
-
听了那个恐怖故事,我毛骨悚然,不敢再往下听了。
tīng le nà ge kǒng bù gù shì, wǒ máo gǔ sǒng rán, bù gǎn zài wǎng xià tīng le.
O korkunç hikayeyi dinledikten sonra, korktum ve daha fazla dinlemeye cesaret edemedim.
-
面对突然出现的黑影,她毛骨悚然,不知所措。
miàn duì túrán chū xiàn de hēi yǐng, tā máo gǔ sǒng rán, bù zhī suǒ cuò.
Aniden beliren karanlık bir figürden korktu ve ne yapacağını bilmiyordu.
-
听到这个消息,所有人都毛骨悚然,惊恐不已。
tīng dào zhè ge xiāo xi, suǒ yǒu rén dōu máo gǔ sǒng rán, jīng kǒng bù yǐ.
Herkes bu haberden korktu ve endişelendi.