汗流浃肤 ter içinde kalmak
Explanation
形容人因恐惧或紧张而大量出汗。
Korku veya gerilim nedeniyle aşırı terlemeyi anlatan bir ifade.
Origin Story
话说唐朝时期,有个名叫李白的诗人,他因得罪权贵而被贬官,一路颠沛流离,前往四川。途中遇上山洪爆发,李白被困在一座孤岛上,孤立无援,饥寒交迫。暴雨倾盆,山洪肆虐,李白在风雨中瑟瑟发抖,眼看就要被洪水淹没。恐惧之下,他全身发抖,汗流浃肤,但他并没有放弃生的希望,他一边紧紧地抓住身边的树枝,一边大声呼喊着求救。终于,他被附近的村民发现并救助。经过这次生死考验,李白更加体会到了生命的可贵,他创作了更多更伟大的诗篇,为后世留下了宝贵的文化遗产。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, güçlüleri kızdıran ve görevinden alınan Li Bai adında bir şair vardı, birçok yerlerde dolaştı ve sonunda Sichuan'a ulaştı. Yolda ani bir sele yakalandı ve aç, susuz ve üşümüş halde ıssız bir adada mahsur kaldı. Şiddetli yağmur yağıyordu ve sel yükseliyordu, Li Bai rüzgarda ve yağmurda titriyordu ve boğulmaktan korkuyordu. Korkudan şiddetli bir şekilde titredi ve ter içinde kaldı, ancak yaşam umudunu bırakmadı. Yakındaki ağaç dallarına sıkıca tutunarak yardım için bağırdı. Sonunda, yakındaki köylüler tarafından bulundu ve kurtarıldı. Bu yaşam ölüm deneyiminden sonra Li Bai hayatın değerini daha iyi anladı ve gelecek nesiller için paha biçilmez bir kültürel miras olacak daha güzel şiirler yazdı.
Usage
常用来形容人由于害怕、紧张等情绪而大量出汗。
Genellikle korku, gerginlik vb. nedeniyle aşırı terlemeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他紧张得汗流浃肤。
ta jinzhang de hanliu jiafu
Çok gergindi ve ter içinde kalmıştı.
-
听到这个坏消息,他汗流浃肤。
tingdao zhege huai xiaoxi, ta hanliu jiafu
Bu kötü haberi duyunca ter içinde kaldı.