火烧火燎 huǒshāo huǒliáo yanan

Explanation

形容心里着急或身上热得难受。

Endişe veya yoğun sıcaklık duygularını tanımlar.

Origin Story

盛夏时节,烈日当空,炙烤着大地。一位年轻的书生,为了赶考,急匆匆地赶路。他穿着厚重的长袍,汗水浸透了衣衫,心里更是焦急万分。考试在即,他怕赶不上,又担心自己准备不足。烈日下的道路仿佛在燃烧,他感觉自己像置身于火炉之中,整个人都被烘烤得火烧火燎,心里也如热锅上的蚂蚁般不安。他不停地擦拭汗水,加快脚步,希望能够早日到达考场。

shèngxià shíjié, lièrì dāngkōng, zhìkǎo zhe dàdì. yī wèi niánqīng de shūshēng, wèile gǎnkǎo, jí cōngcōng de gǎnlù. tā chuānzhe hòuzhòng de chángpáo, hànshuǐ jìntòu le yīsān, xīn lǐ gèng shì jiāojí wànfēn. kǎoshì zài jí, tā pà gǎn bù shàng, yòu dānxīn zìjǐ zhǔnbèi bùzú. lièrì xià de dàolù fǎngfú zài rán shāo, tā gǎnjué zìjǐ xiàng zhìshēn yú huǒlú zhī zhōng, zhěng gè rén dōu bèi hōngkǎo de huǒshāo huǒliáo, xīn lǐ yě rú règuō shang de máyǐ bān bù'ān. tā bùtíng de cāshì hànshuǐ, jiākuài jiǎobù, xīwàng nénggòu zǎorì dàodá kǎochǎng.

Yazın en sıcak günlerinde güneş kavurucu bir şekilde parlıyor, dünyayı kızartıyordu. Önemli bir sınava yetişmek için acele eden genç bir bilgin, yolda koşuyordu. Üzerinde ağır, uzun bir cüppe vardı, kıyafetleri terden sırılsıklamdı ve kalbi endişeyle doluydu. Sınav çok yakındaydı ve hem geç kalmaktan hem de yeterince hazır olup olmadığından endişeleniyordu. Kavurucu güneşin altındaki yol yanıyormuş gibi görünüyordu, kendisini fırının içindeymiş gibi hissettirdi, bütün vücudu kızarmış ve kalbi sıcak bir tavada karınca gibiydi. Sürekli terini siliyordu, hızını artırarak, mümkün olan en kısa sürede sınav salonuna ulaşmayı umuyordu.

Usage

常用作定语、宾语;形容心里焦急或身体酷热。

cháng yòng zuò dìngyǔ, bǐnyǔ; xiáorong xīn lǐ jiāojí huò shēntǐ kù rè

Sıklıkla sıfat veya nesne tümleci olarak kullanılır; içsel kaygı veya yoğun sıcaklığı tanımlar.

Examples

  • 他焦虑得火烧火燎,坐立不安。

    tā jiāolǜ de huǒshāo huǒliáo, zuòlì bù'ān

    Çok endişeli ve huzursuzdu.

  • 这天气真是火烧火燎的,让人受不了。

    zhè tiānqì zhēnshi huǒshāo huǒliáo de, ràng rén shòu bùliǎo

    Hava çok sıcak ve dayanılmaz