看菜吃饭 Duruma göre hareket etmek
Explanation
比喻做事要根据具体情况而定,要灵活变通,不可墨守成规。
Bu deyim, eylemlerimizi belirli bir duruma ve koşullara uyarlamamız gerektiği anlamına gelir. Esnek olmak ve katı kurallara bağlı kalmamak önemlidir.
Origin Story
从前,有一个厨子,他做菜非常讲究。有一天,来了一个客人,客人说想吃鱼。厨子一看,鱼只有一条,不够做两道菜。于是,他灵机一动,先做了一道清蒸鱼,味道鲜美。接着,他又把鱼骨头熬汤,加了一些蔬菜,做了一道鲜美的鱼汤。客人吃得津津有味,赞不绝口。厨子说:"做菜要看菜吃饭,根据食材来决定做法,才能做出美味的菜肴。"
Eskiden çok becerikli bir aşçı varmış. Bir gün bir misafir gelmiş ve balık yemek istemiş. Aşçı, sadece bir balık olduğunu, iki yemek için yeterli olmadığını görmüş. Sonra harika bir fikir bulmuş: önce buharda pişirdiği çok lezzetli bir balık yapmış. Sonra balık kılçıklarını kullanarak birkaç sebzeyle lezzetli bir çorba yapmış. Misafir çorbayı büyük bir iştahla yemiş ve yemeği övüp durmuş. Aşçı demiş ki: "Yemek pişirmek için malzemeleri dikkate almak gerekir, ancak o zaman lezzetli yemekler yapılabilir."
Usage
用于形容做事要根据具体情况而定,要灵活变通,不可墨守成规。
Belirli bir duruma göre uyarlanması, esnek olunması ve katı kurallara bağlı kalınmaması gereken işleri tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
做事情要量力而行,看菜吃饭,量体裁衣。
zuò shì qing yào liàng lì ér xíng, kàn cài chī fàn, liàng tǐ cái yī
İşleri yeteneğinize göre yapın, duruma göre hareket edin.
-
这次任务虽然很艰巨,但我们也要看菜吃饭,量力而为。
zhè cì rèn wù suī rán hěn jiān jù, dàn wǒ men yě yào kàn cài chī fàn, liàng lì ér wèi
Bu görev çok zor, ama elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.