空前绝后 benzeri görülmemiş
Explanation
形容事物从前没有,以后也不会有,极其罕见。
Daha önce hiç var olmamış ve bir daha asla var olmayacak bir şeyi tanımlar; son derece nadir.
Origin Story
话说晋朝有个大画家叫顾恺之,他的画作栩栩如生,神韵十足,令人叹为观止;南朝梁代的张僧繇更是以画龙点睛闻名于世,据说他画的龙,只要点上眼睛,就能腾空飞翔,这在当时可是绝技啊!后来,唐代画家吴道子横空出世,他集绘画与书法于一身,将绘画技艺推向了新的巅峰,其作品充满动感和活力,独树一帜,后人难以超越。于是,后世便有人说,顾恺之冠绝前朝,张僧繇独领一时,而吴道子的成就,则可说是空前绝后,无人能及了。
Jin Hanedanlığı'nda, resimleri canlı ve büyüleyici olan, insanları hayrete düşüren Gu Kaizhi adında büyük bir ressam yaşadığı söylenir; Güney Liang Hanedanlığı'ndan Zhang Sengyou, gözlü ejderhalar resmetme yeteneğiyle daha da ünlüydü ve denir ki, resmettiği ejderhalar, gözleri boyandığında havada uçarlardı - o zamanlar bu eşsiz bir beceriydi! Daha sonra, resim ve kaligrafiyi birleştiren Tang Hanedanlığı ressamı Wu Daozi ortaya çıktı ve resim sanatını yeni bir zirveye taşıdı. Eserleri dinamizm ve canlılıkla dolu, benzersiz ve sonraki kuşaklar tarafından neredeyse aşılamazdı. Bu nedenle, sonraki kuşaklar Gu Kaizhi'nin önceki hanedanlığı geride bıraktığını, Zhang Sengyou'nun kendi zamanını yönettiğini ve Wu Daozi'nin başarılarının benzersiz ve eşsiz olduğunu söylediler.
Usage
用于形容极其罕见或独一无二的事物或现象。
Son derece nadir veya eşsiz şeyleri veya olayları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的成就,在业界堪称空前绝后。
tā de chéngjiù zài yèjiè kān chēng kōng qián jué hòu
Onun başarıları sektörde benzeri görülmemiş.
-
这项技术空前绝后,令人叹为观止。
zhè xiàng jìshù kōng qián jué hòu lìng rén tàn wèi guānzhǐ
Bu teknoloji benzeri görülmemiş ve şaşırtıcı.