自暴自弃 kendini umutsuzluğa bırakmak
Explanation
指自己瞧不起自己,甘于落后或堕落。
Kendini küçümsemek ve geri kalmaya veya düşmeye razı olmaktır.
Origin Story
战国时期,孟子周游列国,来到一个偏僻的小村庄。他看到一位农夫,衣衫褴褛,蓬头垢面,田地荒芜,田埂杂草丛生。孟子问他为何如此颓废,农夫叹道:“我命苦啊!年年歉收,颗粒无收,我已自暴自弃了。”孟子摇摇头,说道:“人不可自暴自弃,天行健,君子当自强不息!你应努力改变现状,而非沉溺于苦难。”孟子随即教导农夫一些耕作技巧,并鼓励他重新开始。农夫听了孟子的教诲,深受感动,从此勤奋耕作,生活逐渐好转,终于摆脱了贫困。
Savaşan Devletler Dönemi'nde Mencius çeşitli devletleri gezdi ve ıssız bir köye geldi. Giysileri yırtık, saçları dağınık, tarlaları ıssız ve yolları otlarla kaplı bir çiftçi gördü. Mencius ona neden bu kadar depresif olduğunu sordu ve çiftçi şöyle iç çekti: "Kaderim böyle! Her yıl hasat kötü ve hasat edecek hiçbir şeyim yok. Kendimi umutsuzluğa bıraktım." Mencius başını salladı ve şöyle dedi: "İnsan kendini umutsuzluğa bırakmamalı, Gökyüzü güçlüdür ve soylu bir adam sürekli çabalamalıdır! Mevcut durumu değiştirmeye çalışmalısın, kederine kapılmamalısın." Sonra Mencius çiftçiye bazı tarım teknikleri öğretti ve ona yeniden başlaması için cesaretlendirdi. Mencius'un öğretilerinden çok etkilenen çiftçi, sıkı çalıştı, hayatı yavaş yavaş düzeldi ve sonunda yoksulluğu aşmayı başardı.
Usage
用来形容人对自己的前途和命运失去信心,消极颓废,放弃努力。
Bir insanın geleceğine ve kaderine olan güvenini kaybettiğini, pasif ve yozlaşmış olduğunu ve denemeyi bıraktığını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他自暴自弃,整日无所事事。
ta zibaoziqi,zhengri wusuoshi shi.
Kendini umutsuzluğa bıraktı ve gün boyunca hiçbir şey yapmadı.
-
面对失败,他不应该自暴自弃,而应该勇敢地站起来。
miandu shibai,tabushi yinggai zibaoziqi,eryinggai yonggandi zhanqilai
Başarısızlık karşısında kendisini umutsuzluğa bırakmamalı, cesurca tekrar ayağa kalkmalıdır.