蜂拥而上 akın etmek
Explanation
形容许多人一起涌上来,像蜂群一样。多用于贬义,表示杂乱无章,缺乏秩序。
Birçok kişinin arı sürüsü gibi aynı anda bir yere koşuşturmasını tanımlar. Genellikle düzensizlik ve düzensizliği belirtmek için olumsuz anlamda kullanılır.
Origin Story
在一个阳光明媚的下午,森林里住着勤劳的蜜蜂们正在采蜜。突然,一只贪婪的熊发现了蜜蜂的蜂巢,它毫不犹豫地向蜂巢跑去,其他的熊也跟着蜂拥而上。蜜蜂们见状,立刻团结起来,勇敢地用自己的毒针保护自己的家园,最终战胜了贪婪的熊。这个故事告诉我们团结就是力量,要勇敢地面对困难。
Güneşli bir öğleden sonra, ormandaki çalışkan arılar bal topluyordu. Birdenbire, açgözlü bir ayı arı kovanını keşfetti ve tereddüt etmeden koştu; diğer ayılar onu takip etti ve kovanı bastı. Bunu gören arılar hemen birleşip, iğneleriyle yuvalarını cesurca savundular ve sonunda açgözlü ayıya yenildiler. Bu hikaye bize birliğin güç olduğunu ve zorluklarla cesurca yüzleşmemiz gerektiğini öğretiyor.
Usage
常用于形容人群或动物的快速聚集和移动。
Genellikle insanların veya hayvanların hızlı bir şekilde toplanmasını ve hareket etmesini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
听到警报声,同学们蜂拥而上,冲出教学楼。
tīng dào jǐng bào shēng, tóng xué men fēng yōng ér shàng, chōng chū jiào xué lóu.
Alarmı duyar duymaz öğrenciler okul binasından dışarı fırladılar.
-
歹徒见势不妙,转身逃跑,众人蜂拥而上,将他制服。
dǎi tú jiàn shì bù miào, zhuǎn shēn táo pǎo, zhòng rén fēng yōng ér shàng, jiāng tā zhì fú.
Durumun kötü olduğunu görünce suçlu arkasını dönüp kaçtı; kalabalık ona saldırdı ve etkisiz hale getirdi