负隅顽抗 inatçı bir şekilde direnmek
Explanation
指依仗某种条件,顽固抵抗。形容在无路可走的情况下,顽固地进行抵抗。
Belirli koşullara dayanarak inatla direnmek. Umutsuz bir durumda inatçı direnişi tanımlar.
Origin Story
战国时期,齐国发生饥荒,饿死了许多人。孟子的弟子陈臻要孟子再次劝说齐王开仓放粮,孟子说他不想再做冯妇,于是讲了一个故事:从前有很多人追赶老虎,老虎被逼到一个山角,无路可退,于是拼死抵抗,谁也不敢靠近。孟子以此比喻齐王被逼到绝境,仍然顽固抵抗,不愿开仓救济百姓。这个故事也说明,在绝境下,人为了生存会负隅顽抗,即使明知不可为,也会拼尽全力。
Çin'deki Savaşan Devletler Dönemi'nde, Qi Krallığı birçok ölümle sonuçlanan şiddetli bir kıtlık yaşadı. Mengzi'nin öğrencisi Chen Zhen, Mengzi'yi Kral Qi'yi tekrar ambarları açmaya ikna etmeye çağırdı. Mengzi, başka bir Feng Fu olmak istemediğini söyledi ve sonra bir hikaye anlattı: Bir zamanlar birçok insan bir kaplanı kovalıyordu. Kaplan bir dağın köşesine sıkıştırılmıştı, kaçacak yolu yoktu, bu yüzden çaresizce direndi ve kimse yaklaşmaya cesaret edemedi. Mengzi bunu, umutsuz bir duruma itilmiş olan ancak yine de inatla direnip halkı kurtarmak için ambarları açmayı reddeden Kral Qi ile karşılaştırmak için kullandı. Bu hikaye ayrıca umutsuz bir durumda insanların, işe yaramaz olduğunu bilseler bile hayatta kalmak için inatla mücadele edeceklerini gösteriyor.
Usage
常用来形容在困境中顽强抵抗,即使没有希望也要坚持下去。
Çaresizlik içinde bile umut olmadığında bile direnç göstermeyi tanımlamak için sıklıkla kullanılır.
Examples
-
面对强敌,他们负隅顽抗,誓死不降。
miànduì qiángdí, tāmen fù yú wán kàng, shì sǐ bù jiàng
Güçlü bir düşmanla karşı karşıya kaldıklarında, inatla direndiler ve teslim olmayacaklarına yemin ettiler.
-
敌人负隅顽抗,最终还是被我们消灭了。
dírén fù yú wán kàng, zuìzhōng háishì bèi wǒmen mièmiè le
Düşman inatla direndi, ama sonunda yine de biz tarafından yok edildi.