闭口不谈 bì kǒu bù tán sessiz kalmak

Explanation

指紧紧闭上嘴巴,一句话也不说。通常用来形容对某事保密或不愿提及。

Sıkıca ağzını kapatmak ve tek kelime etmeme anlamına gelir. Genellikle bir şeyi gizli tutmayı veya bahsetmek istememeyi anlatmak için kullanılır.

Origin Story

从前,在一个小山村里,住着一位德高望重的老人。他一生行善积德,深受村民的爱戴。有一天,村里发生了一件大事,一位年轻的村民不小心丢失了一件重要的家传之宝。大家都在四处寻找,却毫无线索。这时,有人想起老人曾经说过,他知道一些关于这件宝物的事情。村民们纷纷来到老人家中,希望能从他那里得到线索。可是,老人却闭口不谈,无论大家如何劝说,他始终紧闭嘴唇,一言不发。村民们非常着急,因为这件宝物对年轻村民来说意义非凡,一旦丢失,将给他的家庭带来巨大的打击。他们不明白老人为何如此沉默,难道老人真的知道宝物的下落,却不愿意透露吗?经过几天的反复劝说,老人终于开口了。原来,老人当年曾亲眼目睹这件宝物被一位外乡人带走,他本想向村民们说明情况,但担心无法证明自己的话,反而会使事情变得更加复杂,所以才选择了闭口不谈。最终,在老人的指点下,宝物被找了回来,村民们对老人的智慧和为人处世之道更加敬佩。

cóngqián, zài yīgè xiǎoshān cūn lǐ, zhùzhe yī wèi dé gāo wàngzhòng de lǎorén. Tā yīshēng xíngshàn jīdé, shēnshòu cūnmín de àidài. Yǒu yītiān, cūn lǐ fāshēngle yī jiàn dàshì, yī wèi niánqīng de cūnmín bù xiǎoxīn diūshīle yī jiàn zhòngyào de jiāchuán zhī bǎo. Dàjiā dōu zài sìchù xúnzhǎo, què háo wú xiànsuǒ. Zhèshí, yǒurén xiǎng qǐ lǎorén céngjīng shuō guò, tā zhīdào yīxiē guānyú zhè jiàn bǎowù de shìqíng. Cūnmínmen fēnfēn lái dào lǎorén jiā zhōng, xīwàng néng cóng tā nàlǐ dédào xiànsuǒ. Kěshì, lǎorén què bìkǒu bù tán, wúlùn dàjiā rúhé quǎnshuō, tā shǐzhōng jǐn bì zuǐchún, yīyán bùfā. Cūnmínmen fēicháng zhāojí, yīnwèi zhè jiàn bǎowù duì niánqīng cūnmín lái shuō yìyì fēifán, yídàn diūshī, jiāng gěi tā de jiātíng dài lái jùdà de dǎjī. Tāmen bù míngbái lǎorén wèihé rúcǐ chénmò, nándào lǎorén zhēn de zhīdào bǎowù de xiàluò, què bù yuànyì tòulù ma? Jīngguò jǐ tiān de fǎnfù quǎnshuō, lǎorén zhōngyú kāikǒu le. Yuánlái, lǎorén dāngnián céng qīnyǎn mùdǔ zhè jiàn bǎowù bèi yī wèi wài xiāng rén dài zǒu, tā běn xiǎng xiàng cūnmínmen shuōmíng qíngkuàng, dàn dānxīn wúfǎ zhèngmíng zìjǐ de huà, fǎn'ér huì shǐ shìqíng biàn de gèngjiā fùzá, suǒyǐ cái xuǎnzé le bìkǒu bù tán. Zuìzhōng, zài lǎorén de zhǐdiǎn xià, bǎowù bèi zhǎo le huí lái, cūnmínmen duì lǎorén de zhìhuì hé wéirén chǔshì zhīdào gèngjiā jìngpèi.

Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, çok saygı duyulan yaşlı bir adam yaşarmış. Hayatını iyilik yaparak geçirmiş ve köy halkı tarafından çok seviliymiş. Bir gün köyde büyük bir olay olmuş: Genç bir köylü yanlışlıkla önemli bir aile yadigarını kaybetmiş. Herkes her yerde aramış ama bir şey bulamamış. Tam bu sırada, yaşlı adamın daha önce hazine hakkında bir şeyler bildiğini söylediğini hatırlamışlar. Köylüler, ondan ipucu almak umuduyla yaşlı adamın evine koşmuşlar. Ama yaşlı adam sessiz kalmış ve ne kadar ikna etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, dudaklarını sıkıca kapalı tutmuş. Köylüler çok endişeliymiş çünkü bu hazine genç köylü için çok önemliymiş ve kaybolması ailesine büyük bir darbe vuracakmış. Yaşlı adamın neden bu kadar sessiz olduğunu anlamıyorlarmış. Yaşlı adam gerçekten hazinenin nerede olduğunu biliyor ama açıklamak istemiyor muymuş? Günlerce tekrar tekrar ikna ettikten sonra, yaşlı adam sonunda konuşmuş. Meğer yıllar önce yaşlı adamın bir yabancının hazineyi götürdüğüne şahit olmuş ve köy halkına açıklamak istemiş ama sözlerini kanıtlayamayacağından ve işlerin daha da karmaşık hale geleceğinden korkmuş, bu yüzden susmayı tercih etmiş. Sonunda, yaşlı adamın rehberliğinde hazine bulunmuş ve köy halkı yaşlı adamın bilgeliğine ve yaşam tarzına daha çok hayran kalmış.

Usage

作谓语、定语;表示不说,沉默。

zuò wèiyǔ, dìngyǔ; biǎoshì bù shuō, chénmò

Yüklem veya sıfat olarak kullanılır; konuşmama, sessiz kalma anlamına gelir.

Examples

  • 他闭口不谈自己的过去。

    tā bìkǒu bù tán zìjǐ de guòqù

    Geçmişiyle ilgili hiçbir şey söylemedi.

  • 面对记者的提问,他闭口不谈此事。

    miànduì jìzhě de tíwèn, tā bìkǒu bù tán cǐshì

    Muhabirlerin sorularıyla karşılaştığında, konu hakkında sessiz kaldı.

  • 关于事故的原因,他们闭口不谈。

    guānyú shìgù de yuányīn, tāmen bìkǒu bù tán

    Kazanın sebepleriyle ilgili hiçbir şey söylemediler.