面面相觑 birbirlerine bakmak
Explanation
形容因惊恐、为难或不知所措而互相看着,都不说话的样子。
Şok, utanç veya çaresizlik nedeniyle insanların birbirlerine konuşmadan baktıkları bir sahneyi tanımlar.
Origin Story
话说三国时期,曹操大军压境,与吕布在濮阳展开激战。经过几番厮杀,曹军已疲惫不堪,吕布的援军又杀到,曹军将士们人人自危,一时间,战场上鸦雀无声,只见将士们面面相觑,个个脸上都写满了焦虑和恐惧。这时,典韦挺身而出,力战吕布,为曹军争取了宝贵的时间,最终夏侯惇率领援军赶到,解了曹军的围困。这场战斗惊险万分,若非典韦力挽狂澜,曹军恐怕全军覆没。
Üç Krallık döneminde Cao Cao ordusu saldırdığında ve Puyang'da Lu Bu ile şiddetli bir savaş yaşandığında anlatılır. Birkaç savaştan sonra Cao Cao ordusu yorulmuştu ve Lu Bu'nun takviyeleri de gelmişti, bu da Cao Cao askerlerini büyük tehlikeye atmıştı. Bir an için savaş alanı sessizleşti ve askerler sadece birbirlerine baktılar, yüzleri endişe ve korkuyla doluydu. Bu sırada Dian Wei öne çıktı ve Lu Bu ile savaşarak Cao Cao ordusu için değerli zaman kazandı. Sonunda Xia Hou Dun'un takviyeleri geldi ve Cao Cao ordusunu kurtardı. Bu savaş çok tehlikeliydi ve Dian Wei durumu tersine çevirmeseydi, Cao Cao ordusu muhtemelen tamamen yok edilirdi.
Usage
表示惊慌、为难或不知所措的样子。常用于描写人物在紧急或危急情况下不知所措的心理状态。
Şaşkınlık, utanç veya çaresizliği ifade etmek için kullanılır. Genellikle acil bir durumda veya kritik bir durumda ne yapacağını bilmeyen bir kişinin zihinsel durumunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
会议上,大家对这个方案都犹豫不决,面面相觑。
huiyi shang, da jia dui zhege fang'an dou youyu bujue, mianmian xiangqu
Toplantıda herkes bu plana tereddüt etti ve birbirlerine şaşkınlıkla baktılar.
-
听到这个坏消息,我们面面相觑,不知所措。
ting dao zhege huai xiaoxi, women mianmian xiangqu, buzhi suo cuo
Bu kötü haberi duyunca şaşkına döndük, ne yapacağımızı bilmiyorduk.
-
面对突如其来的变故,他们面面相觑,不知该如何是好。
mian dui turuqilai de biangu, tamen mianmian xiangqu, buzhi zenme gai hao shi
Ani bir değişiklikle karşılaştıklarında birbirlerine şaşkınlıkla baktılar, ne yapacaklarını bilmiyorlardı