义不容辞 kaçınılmaz sorumluluk
Explanation
指理应如此,道义上不允许推辞。
Ahlaki olarak zorunlu olduğu anlamına gelir, ahlaki gerekçelerle reddetmeye izin verilmez.
Origin Story
东汉末年,曹操大军南下,意图吞并东吴。孙权召集众臣商议对策,谋士张昭力主联合刘备抗曹。孙权问刘备的态度,张昭说:‘刘备是东吴的女婿,抗击曹操,保卫国家,这是他义不容辞的责任!’刘备深知唇亡齿寒的道理,慨然允诺,与东吴联军抗击曹操,最终在赤壁取得胜利。这个故事体现了面对国家大义,个人应该勇于承担责任的精神。
Doğu Han Hanedanlığı'nın sonlarında, Cao Cao'nun ordusu, Dong Wu'yu fethetmeyi amaçlayarak güneye doğru ilerledi. Sun Quan, karşı önlemleri görüşmek üzere bakanlarını topladı ve stratejist Zhang Zhao, Cao'ya karşı Liu Bei ile ittifaka girmeyi güçlü bir şekilde savundu. Sun Quan, Liu Bei'nin tavrını sordu ve Zhang Zhao şunları söyledi: 'Liu Bei, Dong Wu'nun damadıdır. Cao Cao'ya karşı savaşmak ve ülkeyi savunmak onun kaçınılmaz sorumluluğudur!' Liu Bei, 'Dudaklar öldüğünde, dişler de ölür' anlamını derinden anladı ve Cao Cao'ya karşı savaşmak için Dong Wu ile gönüllü olarak birleşmeyi kabul etti ve sonunda Kızıl Kayalıklar'da zafer kazandı. Bu hikaye, ulusal adalet karşısında bireylerin sorumluluk alma cesaretini yansıtır.
Usage
用于形容理所应当承担的责任,不可推卸。
Haklı olarak üstlenilmesi gereken ve kaçınılmaz olan bir sorumluluğu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对国家危难,他义不容辞地站了出来。
miàn duì guójiā wēinán, tā yì bù róng cí de zhàn le chūlái.
Ulusal kriz karşısında tereddüt etmeden ortaya çıktı.
-
作为一名共产党员,为人民服务是义不容辞的责任。
zuòwéi yī míng gòngchǎndǎngyuán, wèi rénmín fúwù shì yì bù róng cí de zérèn
Bir Komünist Parti üyesi olarak, halka hizmet kaçınılmaz bir sorumluluktur