各持己见 herkes kendi fikrinde ısrar ediyor
Explanation
形容人们在讨论问题时,各自坚持自己的观点,互不相让。
Bir tartışmada birden fazla kişinin farklı görüşlere sahip olduğu ve uzlaşmaya yanaşmadığı durumu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一位名叫李白的诗仙,他与友人杜甫、高适、岑参等诗人常在一起吟诗作赋,互相切磋。一日,他们聚在一起,讨论诗歌创作的技巧。李白认为诗歌贵在自然流畅,不拘泥于形式;杜甫则强调诗歌应反映社会现实,表达民生疾苦;高适主张诗歌应以气势磅礴见长,歌颂英雄人物;岑参则强调诗歌应注重意境描写,营造氛围。他们各持己见,争论得面红耳赤,谁也说服不了谁。最后,他们决定各自写一首诗,让大家评判。结果,四首诗各有千秋,各有特色,各有精彩之处。这次讨论虽然没有达成统一的观点,但大家互相学习,互相借鉴,最终共同促进了诗歌艺术的发展。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı sırasında Li Bai adında ünlü bir şair vardı. Şiir yazmak ve fikir alışverişinde bulunmak için sık sık arkadaşları Du Fu, Gao Shi ve Cen Shen ile bir araya gelirdi. Bir gün şiir yazma tekniklerini tartıştılar. Li Bai şiirlerin doğal ve akıcı olması gerektiğine, formlara bağlı kalmaması gerektiğine inanıyordu; Du Fu şiirlerin toplumsal gerçekliği yansıtması ve halkın acılarını ifade etmesi gerektiğini vurguladı; Gao Shi şiirlerin görkemli atmosferlerinde ve kahraman figürlerini övgülerde üstün olması gerektiğini savundu; Cen Shen şiirlerin sahnelerin tasvirine ve atmosfer yaratmaya odaklanması gerektiğini vurguladı. Farklı görüşlere sahiptiler ve birbirlerini ikna edemeyerek şiddetle tartıştılar. Sonunda her biri bir şiir yazmaya ve herkesin karar vermesine karar verdiler. Dört şiir de benzersiz, şık ve güzeldi. Bu tartışma ortak bir bakış açısına ulaşmasa da birbirlerinden öğrendiler ve birbirlerini etkilediler, nihayetinde şiir sanatının gelişimini teşvik ettiler.
Usage
用于描写在讨论或辩论中,参与者坚持各自观点的场景。
Tartışma veya münazaralarda katılımcıların kendi bakış açılarına bağlı kaldıkları senaryoları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
会议上,大家各持己见,争论不休。
huiyi shang, da jia ge chi ji jian, zhenglun buxiu.
Toplantıda herkes kendi fikrini söyledi ve uzun süre tartıştılar.
-
关于这个方案,我们小组成员各持己见,难以达成一致。
guan yu zhege fang'an, women xiaozu chengyuan ge chi ji jian, nan yi dacheng yizhi
Bu planla ilgili olarak, grubumuzun üyeleri farklı görüşlere sahipti ve fikir birliğine varmak zor oldu..