威武不屈 cesur ve yılmaz
Explanation
形容在强大的压力下,不屈服,顽强不屈的精神。
Güçlü baskı altında boyun eğmeyen, azimli ve yılmaz bir ruhu tanımlar.
Origin Story
战国时期,孟子与他的学生景春讨论什么是大丈夫。景春认为那些善于游说诸侯,凭借权势和技巧左右合纵连横的政治家,才是真正的大丈夫。孟子反驳说:大丈夫的标准,不是看他在外界的表现如何,而是看他内在的品质。真正的大丈夫,无论处在什么样的境遇中,都能够保持内心的正直和坚定。他富贵时不会沉迷于享受,贫穷时不会因此而改变节操,强权也无法让他屈服。他始终坚持自己的原则,做人光明磊落,做事坦荡无私。即使身处逆境,也依然保持着高尚的品德和坚强的意志,这就是威武不屈的大丈夫。
Savaşan Devletler döneminde, Mencius ve öğrencisi Jing Chun, gerçek bir beyefendinin neyi oluşturduğunu tartıştılar. Jing Chun, prensleri etkilemekte yetenekli olan ve yatay ve dikey ittifakları etkilemek için güç ve taktik kullananların gerçek beyefendiler olduğuna inanıyordu. Mencius, gerçek bir beyefendinin ölçütünün dış başarıları değil, içsel nitelikleri olduğunu savundu. Gerçek bir beyefendi, koşullar ne olursa olsun, iç bütünlük ve kararlılığı korur. Zenginlikte, lükse kapılmaz; yoksullukta, prensiplerinden ödün vermez; güç onu boyun eğdiremez. Her zaman prensiplerine bağlı kalır, açık ve dürüst davranır ve özverili hareket eder. Zorluklar içinde bile, asil karakterini ve güçlü iradesini korur - bu sarsılmaz beyefendidir.
Usage
用于形容人面对压力或困难时,不屈服,坚持正义和原则的精神。
Bir kişinin baskı veya zorluklarla karşı karşıya kaldığında, adaleti ve prensipleri savunarak boyun eğmemesini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对强权,他始终威武不屈。
miàn duì qiáng quán, tā shǐ zhōng wēi wǔ bù qū
Güç karşısında, yılmaz kaldı.
-
革命烈士威武不屈,为了理想献出了宝贵的生命。
gé mìng lièshì wēi wǔ bù qū, wèi le lǐxiǎng xiàn chū le bǎo guì de shēngmìng
Devrim şehitleri yılmaz kaldılar ve idealleri için değerli hayatlarını feda ettiler.