执迷不悟 İnatçı
Explanation
执迷不悟指的是固执地坚持错误而不肯醒悟。形容人顽固不化,冥顽不灵。
Zhimí bù wù, inatçı bir şekilde hatalara tutunmayı ve uyanmayı reddetmeyi ifade eder. İnatçı ve tövbe etmeyen birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,一位老秀才苦读十年,一心想考取功名,光宗耀祖。十年寒窗,他却屡试不第。乡里人劝他另寻出路,但他执迷不悟,依旧每日苦读,甚至茶饭不思。后来,他年老体衰,依然没有考取功名,临终前,他终于遗憾地闭上了双眼。他的故事成为了后世劝诫人们要善于变通,不可执迷不悟的典型案例。
Tang Hanedanlığı döneminde, atalarının onurunu yükseltmeyi ve imparatorluk sınavını geçmeyi umarak on yıl boyunca sıkı çalışan yaşlı bir bilginin öyküsü anlatılır. Tekrarlanan başarısızlıklara rağmen, çalışmalarına inatla bağlı kaldı, hatta yemek ve dinlenmeyi ihmal etti. Yaşlılığında hala hedeflerine ulaşamadı ve pişmanlık ve boyun eğmezlikle öldü. Hikayesi, insanları uyarıcı bir öykü haline geldi ve insanlara uyum sağlamayı ve inatçılıktan kaçınmayı hatırlattı.
Usage
用于形容人顽固不化,坚持错误,不肯悔改。
İnatçı, tövbe etmeyen ve hatalarına yapışan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他执迷不悟,拒绝接受任何建议。
tā zhímíbùwù, jùjué jiēshòu rènhé jiànyì
Kendi fikirlerine kör olmuştu ve hiçbir öneriyi kabul etmeyi reddetti.
-
即使事实摆在他面前,他依然执迷不悟。
jíshǐ shìshí bǎi zài tā miànqián, tā yīrán zhímíbùwù
Gerçekler önünde olsa bile, inatçı bir şekilde yanlış kalmıştı.
-
面对失败,他执迷不悟,不肯改变策略。
miànduì shībài, tā zhímíbùwù, bùkěn gǎibiàn cèlüè
Yenilgiyle karşı karşıya kaldığında, başarısız stratejisine körü körüne bağlı kaldı.