泪流满面 gözyaşlarına boğulmak
Explanation
形容泪水很多,布满面颊,多用于表达极度悲伤、痛苦或感动。
Yüzü kaplayan çok sayıda gözyaşını tanımlar, çoğunlukla aşırı üzüntü, acı veya duyguyu ifade etmek için kullanılır.
Origin Story
小雨是一个善良的女孩,她从小就失去了父母,独自一人生活。一天,她得知自己唯一亲人的奶奶去世的消息,她悲痛欲绝,泪流满面,仿佛要把所有的悲伤都哭出来。她紧紧抱着奶奶的照片,回忆着奶奶对她的点点滴滴,曾经的温暖瞬间涌上心头,却又被无尽的悲伤和思念所吞噬。她哭累了,才慢慢地睡去,泪痕早已干涸,却在她的脸上留下了深深的印记。第二天,她强忍着悲痛,为奶奶准备后事,虽然泪流满面,但她心中却充满着对奶奶的感激和爱,因为奶奶的爱一直陪伴着她,温暖着她,将永远铭刻在她的心中。
Xiaoyu, genç yaşta anne ve babasını kaybedip tek başına yaşayan, kibar bir kızdı. Bir gün, hayatta kalan tek akrabası olan büyükannesinin ölüm haberini aldı. Çok üzüldü ve tüm kederini ağlayarak atmak istermiş gibi kontrolsüzce ağladı. Büyükannesinin fotoğrafını sıkıca tutarken, büyükannesinin kendisine duyduğu sevginin her ayrıntısını hatırladı, sıcaklık anları aklına geldi, ancak sonsuz bir üzüntü ve özlemle boğuldu. Ağlamaktan bitkin düşüp yavaşça uyuyakaldı, gözyaşları kurumuştu, ama yüzünde derin izler bırakmıştı. Ertesi gün, cesaretle kederini yaşadı ve büyükannesinin cenazesini hazırladı. Ağlasa da, kalbi büyükannesine duyduğu minnettarlık ve sevgiyle doluydu, çünkü büyükannesinin sevgisi onu her zaman desteklemiş ve ısıtmıştı ve sonsuza dek kalbinde yer alacaktı.
Usage
常用作谓语、状语,形容极度悲伤、痛苦或感动。
Çoğunlukla yüklemler veya zarflar olarak kullanılır, aşırı üzüntü, acı veya duyguyu ifade etmek için.
Examples
-
听到这个噩耗,她泪流满面。
tīng dào zhège è hào, tā lèi liú mǎn miàn
Bu kötü haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.
-
他跪在地上,泪流满面地忏悔自己的罪行。
tā guì zài dì shang, lèi liú mǎn miàn dì chàn huǐ zìjǐ de zuì xíng
Yere çömeldi, işlediği suçtan dolayı hıçkıra hıçkıra ağladı.
-
面对着亲人的遗像,他泪流满面,泣不成声。
miàn duì zhe qīn rén de yí xiàng, tā lèi liú mǎn miàn, qì bù chéng shēng
Ailesinin portresinin önünde gözyaşlarına boğularak, konuşamadı