狗急跳墙 köpeğin çaresizliği duvardan atlamaya yol açıyor
Explanation
比喻走投无路的人不顾一切地采取极端行动。
Çaresiz bir insanın başka çaresi kalmadığında aşırı önlemler aldığı bir metafor.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一户人家,养了一条忠实的猎犬。这条猎犬平时很老实,从不乱吠乱咬人。有一天,主人带它去打猎,在追逐一只狡猾的野兔时,猎犬不慎掉进了一个深坑里。坑底又黑又深,猎犬害怕极了,拼命地挣扎着想要爬出去,但是坑壁又陡又滑,它怎么也爬不上去。这时,野兔早已跑得无影无踪了。猎犬在坑里焦急地等待着主人的到来,可主人却一直没有出现。时间一分一秒地过去,猎犬越来越害怕,它感觉自己快要被困死了。最后,它绝望地纵身一跃,竟然奇迹般地跳出了深坑!
Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, sadık bir av köpeği besleyen bir aile yaşıyordu. Bu köpek genellikle çok uysal olurdu ve asla havlamaz veya insanları ısırmazdı. Bir gün sahibi onu avcılığa götürdü ve kurnaz bir tavşanı kovalarken köpek yanlışlıkla derin bir kuyuya düştü. Kuyunun dibi karanlık ve derindi, köpek çok korkmuştu ve dışarı çıkmak için çaresizce mücadele etti, ancak kuyunun duvarları dik ve kaygandı ve dışarı çıkamadı. Bu sırada tavşan çoktan ortadan kaybolmuştu. Köpek sahibinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu, ancak sahibi asla görünmedi. Zaman geçtikçe köpek daha da korktu ve öleceğini sandı. Sonunda, umutsuzluk içinde sıçradı ve mucizevi bir şekilde derin kuyudan atladı!
Usage
形容走投无路时采取的孤注一掷的行为。
Başka bir yol kalmadığında son çareyi tanımlar.
Examples
-
他被逼得走投无路,最后狗急跳墙,做出了一些疯狂的事情。
tā bèi bī de zǒutóuwúlù, zuìhòu gǒu jí tiào qiáng, zuò chū le yīxiē fēngkuáng de shìqíng。
Çaresizlik içinde kaldı ve sonunda çılgınca şeyler yaptı.
-
面临巨大的压力,他狗急跳墙,做出了许多错误的决定。
miànlín júdà de yālì, tā gǒu jí tiào qiáng, zuò chū le xǔduō cuòwù de juédìng。
Muazzam bir baskıyla karşı karşıya kalarak birçok yanlış karar aldı.
-
公司面临破产,老板狗急跳墙,试图用一些非常规手段来挽救公司。
gōngsī miànlín pòchǎn, lǎobǎn gǒu jí tiào qiáng, shìtú yòng yīxiē fēngcháng guī shǒuduàn lái wǎnjiù gōngsī。
Şirket iflasla karşı karşıya kaldı ve patron, şirketi kurtarmak için alışılmadık yollar denemeye çalıştı