餐风露宿 rüzgar yemek ve çiyde uyumak
Explanation
形容旅途或野外工作的辛苦,风餐露宿。
Seyahat veya açık hava çalışmalarının zorluklarını anlatır.
Origin Story
唐朝时期,一位名叫李白的诗人,为了寻找灵感,他经常独自一人外出游历。他走遍了大江南北,也经历了许多不为人知的艰难险阻。有时候,他为了赶路,不得不露宿野外,风餐露宿。然而,他从未抱怨过,因为他知道,只有这样才能创作出伟大的诗篇。有一次,他在野外迷了路,夜幕降临,他只能在山洞里过夜。山洞里又冷又潮湿,李白却毫不在意。他拿出随身携带的干粮和水,吃了几口,然后便躺在石头上睡着了。第二天早晨,他醒来时,发现自己的身上都湿了,但是他的心情却格外舒畅。因为他知道,只有经历了风餐露宿的艰苦,才能创作出更好的诗篇。
Tang Hanedanlığı sırasında, Li Bai adlı bir şair, ilham aramak için sık sık yalnız başına seyahat ederdi. Ülkeyi gezdi ve birçok bilinmeyen zorluk ve tehlike yaşadı. Bazen zamanında yetişmek için açık havada gece geçirmek ve en basit koşullarda yaşamak zorunda kalırdı. Ama asla şikayet etmedi, çünkü biliyordu ki sadece böyle büyük şiirler yaratılabilir. Bir keresinde ıssız bir yerde kayboldu ve gece çöktüğünde bir mağarada gece geçirmek zorunda kaldı. Mağara soğuk ve nemliydi, ancak Li Bai umursamadı. Yiyecek ve suyunu çıkardı, birkaç lokma yedi ve sonra bir taşın üzerine uzanıp uyudu. Ertesi sabah uyandığında, sırılsıklam olduğunu gördü, ancak ruh hali alışılmadık derecede iyiydi. Çünkü biliyordu ki sadece dışarıda yaşamanın zor deneyimleri sayesinde daha iyi şiirler yaratılabilir.
Usage
作谓语、定语;形容旅途生活艰辛
Yüklem ve sıfat olarak; seyahat ve yaşamın zorluklarını anlatır.
Examples
-
为了完成项目,他常常餐风露宿,加班加点。
wèile wánchéng xiàngmù, tā chángcháng cānfēng lùsù, jiābān jiādiǎn
Proje tamamlamak için, genellikle açık havada yemek yedi ve uyudu ve fazla mesai yaptı.
-
长征途中,红军战士们餐风露宿,克服了难以想象的困难。
chángzhēng túzhōng, hóngjūn zhànshìmen cānfēng lùsù, kèfú le nán yǐ xiǎngxiàng de kùnnan
Uzun Yürüyüş sırasında, Kızıl Ordu askerleri açık havada yemek yedi ve uyudu ve hayal bile edilemez zorlukların üstesinden geldi