单枪匹马 tek başına
Explanation
原指一个人作战,现比喻孤身一人,没有帮手或支援地去做某事。
Başlangıçta tek başına savaşan bir kişiyi ifade ediyordu, şimdi ise herhangi bir yardım veya destek olmadan yalnız başına bir şey yapmak anlamına geliyor.
Origin Story
话说三国时期,关羽在华容道义释曹操后,便单枪匹马地前往长沙,准备会合刘备。路途遥远,荆棘丛生,但他毫不畏惧,一路披荆斩棘,最终到达目的地,与刘备会师。途中,他遇到了无数的困难和挑战,但他始终没有放弃,凭借着自己的勇气和毅力,最终取得了成功。这个故事体现了关羽的忠义和勇敢,也正是“单枪匹马”最好的诠释。
Üç Krallık döneminde, Guan Yu'nun Huarong Yolu'nda Cao Cao'yu serbest bıraktığı söylenir, daha sonra tek başına Liu Bei ile buluşmaya hazırlanarak Changsha'ya gitti. Yolculuk uzun ve dikenliydi, ancak korkmadı ve yoluna devam etti, sonunda hedefine ulaştı ve Liu Bei ile buluştu. Yol boyunca sayısız zorluk ve meydan okumayla karşılaştı, ancak asla pes etmedi, cesareti ve azmi sayesinde sonunda başarılı oldu. Bu hikaye, Guan Yu'nun sadakatini ve cesaretini yansıtır ve "tek başına" kelimesinin en iyi yorumudur.
Usage
主要用于形容一个人独立完成某项任务或独自面对某种困境。
Genellikle bir kişinin bir görevi bağımsız olarak tamamlamasını veya tek başına bir zorlukla karşılaşmasını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他单枪匹马地闯入了敌营。
tā dānqāngpǐmǎ de chuàngrùle dí yíng
Tek başına düşman kampına girdi.
-
他单枪匹马地完成了这个艰巨的任务。
tā dānqāngpǐmǎ de wánchéngle zhège jiānjù de rènwu
Bu zorlu görevi tek başına tamamladı.
-
面对困境,他依然单枪匹马地坚持下去。
miàn duì kùnjìng, tā yīrán dānqāngpǐmǎ de jiānchí xiàqù
Zorluklarla karşılaştığında, yine de tek başına direndi.