枯燥无味 sıkıcı
Explanation
形容单调乏味,没有趣味。
Sıkıcı ve ilgisiz, çekiciliği olmayan bir şeyi tanımlar.
Origin Story
小明暑假里参加了一个夏令营,夏令营的活动安排得满满当当,但几乎都是重复枯燥的训练,比如每天早上都要进行长时间的队列训练,下午则是枯燥的理论学习。小明感到非常失望,他原本期待着充满乐趣的夏令营生活,没想到却是如此枯燥无味。他开始怀念家乡的田野,那里有自由自在的玩耍,有鸟语花香的陪伴,有家人朋友的欢声笑语。夏令营结束后,小明决定以后要选择更适合自己的活动,而不是被安排得满满的,却毫无乐趣的枯燥生活。
Yaz tatilinde küçük Ming bir yaz kampına katıldı. Kampın etkinlikleri doluydu, ancak neredeyse hepsi tekrarlayıcı ve sıkıcı antrenmanlardı; her sabah uzun süreli sıra antrenmanı ve öğleden sonra sıkıcı teorik öğrenme gibi. Küçük Ming çok hayal kırıklığına uğradı. Başlangıçta eğlenceli bir yaz kampı hayatı bekliyordu, ancak bu kadar sıkıcı çıktı. Doğduğu şehri özlemeye başladı; özgürce oynadığı, kuşlar ve çiçeklerle birlikte olduğu ve aile ve arkadaşlarının kahkahalarının olduğu yer. Yaz kampından sonra küçük Ming, dolu ama eğlenceli olmayan sıkıcı bir hayat yerine, gelecekte kendisine daha uygun etkinlikler seçmeye karar verdi.
Usage
用作谓语、定语;多用于书面语。
Yüklem ve sıfat olarak kullanılır; çoğunlukla yazılı dilde.
Examples
-
他讲课枯燥无味,学生听得昏昏欲睡。
tā jiǎng kè kū zào wú wèi, xuésheng tīng de hūnhūn yùshuì
Dersleri sıkıcıydı ve öğrenciler neredeyse uyuyakaldılar.
-
这篇文章内容枯燥无味,缺乏吸引力。
zhè piān wénzhāng nèiróng kū zào wú wèi, quēfá xīyǐnlì
Bu makale sıkıcı ve çekici değil