置身事外 kenarda durmak
Explanation
指不参与,不关心。
Katılmama ve ilgisizliği ifade eder.
Origin Story
在一个古老的村庄里,一场大火突然爆发,村民们四处奔逃,惊慌失措。老张家隔壁的房子着了火,浓烟滚滚,火势凶猛。然而,老张却坐在自家院子里,悠闲地喝着茶,对火灾视若无睹,完全置身事外。他的邻居们奋力救火,忙得不可开交,而他却置身于火灾的喧嚣之外,似乎与这场灾难毫无关系。直到火势蔓延到他家院子,他才惊慌地起身,开始救火,但为时已晚,他的家也被大火吞噬了。这个故事告诉我们,置身事外,漠视现实,最终会害人害己。
Eski bir köyde aniden yangın çıktı, köylüler panik içinde kaçtılar. Lao Zhang'ın evinin yanındaki ev alev aldı, dumanlar tüterek, alevler yükseliyordu. Ancak Lao Zhang kendi avlusunda sakin bir şekilde oturmuş, çay içiyordu, yangını fark etmezmiş gibi, tamamen kaosun dışında kalmıştı. Komşuları yangını söndürmek için çabalıyordu, o ise kargaşanın dışında kalmıştı, sanki felaket onunla ilgili değilmiş gibi. Yangın ancak avlusuna kadar yayıldığında harekete geçti, ama çok geçti, evi alevler içinde yandı. Bu hikaye bize ilgisizliğin ve gerçekliği görmezden gelmenin sonunda hem kendine hem de başkalarına zarar vereceğini öğretiyor.
Usage
主要用作谓语、定语;指不参与,不关心。
Genellikle yüklem ve sıfat olarak kullanılır; katılmama ve ilgisizliği ifade eder.
Examples
-
他面对公司的危机,却置身事外,毫无作为。
ta mianduigongsideshiwei,que zhishensiwai,hao wu zuowei.
Şirketin krizini hiçbir şey yapmadan seyretti.
-
面对同学间的矛盾,他总是置身事外,不愿参与。
mianduotongxuejiandemoudun,ta zongshi zhishensiwai,bu yuancanyu
Öğrenciler arasındaki çatışmalardan her zaman uzak durdu.