耳提面命 yakından ve tekrarlı talimatlar
Explanation
形容长辈教诲晚辈殷切恳切。
Yaşlıların genç nesillere verdiği samimi ve yürekten öğretiyi anlatır.
Origin Story
话说唐朝时期,有个名叫李白的青年才俊,从小就对诗词歌赋情有独钟。他的父亲是一位饱读诗书的秀才,见儿子如此好学,便倾囊相授,耳提面命地教导他诗词的创作技巧和文学修养。从早到晚,父亲总是手把手地教李白识字、作诗、赏析名篇。有时候,父亲甚至会抓住李白的手,指着字句一字一句地讲解,生怕他错过任何一个知识点。就这样,在父亲的耳提面命之下,李白逐渐成长为一位才华横溢的诗仙,他的诗作流传千古,成为了中华文学史上的瑰宝。后来,李白怀着感恩之心,将父亲教诲他的诗词创作方法和文学理念,同样地传授给自己的学生。他同样也是耳提面命,循循善诱,将自己的知识和经验毫无保留地分享给后辈。
Söylendiğine göre, Tang Hanedanlığı döneminde, çocukluğundan beri şiire ve edebiyata özel bir ilgi duyan yetenekli bir genç olan Li Bai yaşadı. Babası çok bilgili bir bilgindi ve oğlunun öğrenme arzusunu görünce, onu tüm kalbiyle eğitti. Sabahtan akşama kadar baba, Li Bai'ye okumayı, şiir yazmayı ve ünlü eserleri analiz etmeyi öğretti. Bazen baba, Li Bai'nin elini tutar ve her kelimeyi açıklayarak hiçbir bilgi noktasını kaçırmadığından emin olurdu. Böylece babasının rehberliğinde Li Bai, eserleri hala yaşayan ve Çin edebiyat tarihinin bir hazinesi olan yetenekli bir şair oldu. Daha sonra Li Bai, minnettar bir kalple, babasından öğrendiği şiir yazma yöntemini ve edebiyat felsefesini öğrencilerine aktardı. O da tüm kalbiyle ve sabırla öğreterek, bilgisini ve deneyimini gelecek nesillere cömertçe sundu.
Usage
用于形容长辈对晚辈的教诲十分恳切。
Yaşlıların genç nesillere verdiği samimi ve yoğun öğretiyi anlatmak için kullanılır.
Examples
-
老师对他耳提面命,他却依然不知悔改。
laoshi dui ta erti mianming,ta que yiran buzhi huigai.
Öğretmen ona defalarca anlattı, ama yine de pişman olmadı. Anne babası ona hayatta nasıl yaşayacağını sık sık öğrettiler
-
父母耳提面命地教导他为人处世之道。
fumu erti mianming de jiaoda ta wei ren chushi zhi dao