一命呜呼 ölmek
Explanation
这是一个表示“死亡”的成语,比喻人死亡。它起源于古代祭文末尾常用的感叹词“呜呼”。
Bu, bir kişinin ölümünü simgeleyen "ölmek" anlamına gelen bir deyimdir. Eski ağıtların sonunda sıkça kullanılan "呜呼" (wū hū) ünlemiyle köken almaktadır.
Origin Story
在一个古老的村庄里,住着一位德高望重的老人,名叫李爷爷。他一生勤劳善良,深受村民的爱戴。李爷爷有个宝贝孙子,名叫小明,从小就聪明伶俐,是李爷爷的掌上明珠。 有一天,小明突然生了一场重病,高烧不退,李爷爷心急如焚,四处求医,可是,小明的病情却越来越严重。最后,尽管医生竭尽全力,但还是无力回天,小明一命呜呼了。 李爷爷悲痛欲绝,他无法接受孙子离去的现实。他每天都坐在小明的床边,静静地守候着,仿佛小明还活着一样。 村民们看到李爷爷如此伤心,都来安慰他,劝他节哀顺变。可是,李爷爷的心却无法平静,他经常在梦里梦到小明,梦到小明在向他招手。 李爷爷思念小明,他每天都去小明的坟墓前,给小明讲故事,唱儿歌,仿佛小明还活着一样。 时间一天一天地过去了,李爷爷的思念并没有减轻,反而越来越强烈。他每天都在思念小明,他希望小明能回到他的身边。 有一天,李爷爷病倒了,他躺在床上,不停地念叨着小明,最终,李爷爷一命呜呼了。 村民们都非常悲痛,他们为李爷爷和小明举行了隆重的葬礼。 在李爷爷的坟墓旁,人们种下了一棵树,象征着李爷爷和小明永远在一起。
Eski bir köyde, Bay Li adında saygın bir yaşlı adam yaşıyordu. O, köy halkının hepsinin sevdiği, nazik ve çalışkan bir adamdı. Bay Li'nin, küçük yaştan itibaren zeki ve akıllı olan, sevgili bir torunu vardı, Xiao Ming. O, dedesinin gözbebeğiydi. Bir gün, Xiao Ming aniden hastalandı. Yüksek ateşi vardı ve yataktan kalkamazdı. Bay Li çok endişelendi ve her yerde tıbbi yardım aradı, ancak Xiao Ming'in durumu daha da kötüleşti. Sonunda, doktorun tüm çabalarına rağmen, onu kurtaramadılar. Xiao Ming öldü. Bay Li, kalbi kırılmıştı. Torununun ölümünün gerçekliğini kabul edemiyordu. Her gün, Xiao Ming'in yatağının yanında oturur, sanki hala hayattaymış gibi sessizce beklerdi. Köylüler, Bay Li'nin kederini görünce onu teselli etmeye çalıştılar ve kaybını kabul etmesi için yalvardılar. Ancak Bay Li'nin kalbi huzur bulamadı. Sık sık Xiao Ming'i rüyasında görüyor, Xiao Ming'in ona el salladığını hayal ediyordu. Bay Li, Xiao Ming'i çok özlemişti. Her gün, Xiao Ming'in mezarına gider, ona hikayeler anlatır ve çocuk şarkıları söylerdi, sanki hala hayattaymış gibi. Günler haftalara dönüştü ve Bay Li'nin özlemi azalmak şöyle dursun arttı. Her gün Xiao Ming'i düşünüyor, onun kendisine geri dönmesini umuyordu. Bir gün, Bay Li hastalandı. Yatağında yatarak, sürekli olarak Xiao Ming'in adını söylerdi ve sonunda Bay Li öldü. Köylüler çok üzgündü ve Bay Li ile Xiao Ming için görkemli bir cenaze düzenlediler. Bay Li'nin mezarının yanına, Bay Li ile Xiao Ming'in sonsuza dek birlikte olmalarını sembolize eden bir ağaç dikildi.
Usage
“一命呜呼” 这个成语通常用于描述一个人的死亡,表示生命终结。在日常生活中,我们会用它来表达悲伤或惋惜之情,例如: * 当听到朋友去世的消息时,我们会说“真可惜,他一命呜呼了”。 * 当看到一棵百年老树枯萎时,我们会说“它一命呜呼了,真是可惜啊”。 “一命呜呼” 也常用于表达一种无奈或无奈的感觉,例如: * 当遇到无法解决的难题时,我们会说“我简直要一命呜呼了”。 * 当面对巨大的压力时,我们会说“我感觉自己快要一命呜呼了”。
"一命呜呼" (yī mìng wū hū), bir kişinin ölümünü tanımlamak için kullanılan ve yaşamın sonunu simgeleyen bir deyimdir. Günlük hayatta, üzüntüyü veya pişmanlığı ifade etmek için kullanırız, örneğin: * Bir arkadaşımızın ölüm haberini duyduğumuzda, "Ne yazık ki öldü." diyebiliriz. * Yüzyıllık bir ağacın kuruduğunu gördüğümüzde, "Öldü, ne yazık ki." diyebiliriz. "一命呜呼" aynı zamanda umutsuzluk veya çaresizlik duygusunu ifade etmek için de kullanılır, örneğin: * Üstesinden gelemeyeceğimiz bir problemle karşı karşıya kaldığımızda, "Neredeyse öleceğim." diyebiliriz. * Çok büyük bir baskı altında olduğumuzda, "Öleceğimi hissediyorum." diyebiliriz.
Examples
-
他因为一次意外事故,一命呜呼了。
tā yīn wèi yī cì yì wài shì gù, yī mìng wū hū le.
Bir kaza sonucu öldü.
-
老先生身体一直不好,最终一命呜呼了。
lǎo xiān shēng shēn tǐ yī zhí bù hǎo, zuì zhōng yī mìng wū hū le.
Yaşlı adam hep hasta idi ve sonunda öldü.
-
她为了救孩子,一命呜呼了。
tā wèi le jiù hái zi, yī mìng wū hū le.
Çocuğunu kurtarmak için öldü.
-
医生竭尽全力,但还是没能挽回他的生命,他最终一命呜呼了。
yī shēng jié jìn quán lì, dàn shì hái méi néng wǎn huí tā de shēng mìng, tā zuì zhōng yī mìng wū hū le.
Doktor elinden gelenin en iyisini yaptı, ancak onu kurtaramadı, sonunda öldü.
-
他的梦想还没实现,就一命呜呼了,令人惋惜。
tā de mèng xiǎng hái méi shí xiàn, jiù yī mìng wū hū le, lìng rén wǎn xī.
Hayalleri gerçekleşmedi, öldü, bu üzücü.