暴跳如雷 öfkeden kudurmak
Explanation
形容非常愤怒,像打雷一样猛烈。
Aşırı öfkeyi, şimşek gibi şiddetli bir şekilde tanımlar.
Origin Story
话说东汉末年,名士焦仲卿的妻子刘兰芝,嫁入焦家后,却被刁蛮婆婆百般刁难。焦仲卿无奈之下,只得与兰芝约定,彼此永不相负。兰芝回娘家后,其兄见兰芝貌美,便逼迫她改嫁。刘兰芝不堪忍受,悲愤交加,最终投河自尽。焦仲卿得知噩耗后,悲痛欲绝,也悲惨地自缢而亡。兰芝兄长在得知兰芝的死讯后,更是暴跳如雷,后悔莫及,但一切都太晚了。
Han Hanedanlığı'nın sonlarında, ünlü bilgin Jiao Zhongqing'in karısı Liu Lanzhi'nin, Jiao ailesiyle evlendikten sonra, kötü kayınvalidesi tarafından çok rahatsız edildiği söylenir. Jiao Zhongqing, başka seçeneği olmadığı için, Lanzhi ile birbirlerine her zaman sadık kalacakları konusunda anlaştı. Lanzhi ailesinin evine döndükten sonra, erkek kardeşi, güzelliğini görünce, onu yeniden evlenmeye zorladı. Liu Lanzhi bu dayanılmaz durumu kaldıramadı ve keder ve öfkeyle intihar etti. Jiao Zhongqing, bu kötü haberi alınca çok üzüldü ve o da intihar etti. Lanzhi'nin erkek kardeşi, kız kardeşinin ölüm haberini aldıktan sonra çok öfkelendi ve pişman oldu, ama çok geçti.
Usage
用于描写愤怒的状态,多用于口语。
Öfke halini tanımlamak için kullanılır, çoğunlukla konuşma dilinde.
Examples
-
听到这个消息,他暴跳如雷,把桌子都拍烂了。
Tīng dào zhège xiāoxi, tā bào tiào rú léi, bǎ zhuōzi dōu pāi làn le.
Bu haberi duyunca, öfkeden kudurdu ve masayı kırdı.
-
老板的批评让他暴跳如雷,怒气冲冲地离开了办公室。
Lǎobǎn de pīpíng ràng tā bào tiào rú léi, nù qì chōng chōng de líkāi le bàngōngshì
Patronun eleştirisi onu çıldırtmış ve öfkeyle ofisten çıkmıştı.