火上加油 ateşe benzin dökmek
Explanation
比喻使本来就激烈的冲突或矛盾更加严重,或使不好的情况进一步恶化。
Zaten yoğun olan bir çatışmayı veya çelişkiyi daha da kötüleştirmek veya kötü bir durumu daha da kötüleştirmek için kullanılan bir metafordur.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着两位兄弟,哥哥性格暴躁,弟弟却很温和。一天,哥哥和邻居因为一件小事发生了争吵,越吵越凶。弟弟看到哥哥怒火中烧,并没有劝解,反而在一旁煽风点火,说一些挑拨离间的话。结果,这场争吵演变成了激烈的打斗,最后兄弟俩反目成仇。这个故事告诉我们,在发生冲突时,应该及时劝解,而不是火上加油,否则只会使事情更加糟糕。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde iki kardeş yaşıyordu. Büyük kardeş huysuz biriyken, küçük kardeş çok yumuşak huyluydu. Bir gün büyük kardeş ve komşusu önemsiz bir şey yüzünden kavga etti ve kavga giderek şiddetlendi. Büyük kardeşinin öfkesini görünce, küçük kardeş onu ikna etmeye çalışmadı, aksine kışkırtıcı sözler söyleyerek ateşe benzin döktü. Sonuç olarak, kavga şiddetli bir kavgaya dönüştü ve sonunda iki kardeş birbirlerine düşman oldular. Bu hikaye bize bir çatışma çıktığında hemen uzlaşmaya çalışmamız gerektiğini, ateşe benzin dökmememiz gerektiğini, aksi takdirde durumun daha da kötüleşeceğini öğretiyor.
Usage
常用作谓语、宾语;比喻故意使事态扩大,或使矛盾加剧。
Sıklıkla yüklem veya nesne olarak kullanılır; durumu kasıtlı olarak büyütmek veya çelişkileri yoğunlaştırmak için bir metafor.
Examples
-
他总是火上加油,使矛盾更加激化。
tā zǒngshì huǒ shàng jiā yóu, shǐ máodùn gèngjiā jīhuà
Her zaman ateşe benzin döküyor, çelişkileri daha da yoğunlaştırıyor.
-
不要火上加油,否则后果不堪设想。
bùyào huǒ shàng jiā yóu, fǒuzé hòuguǒ bùkān shèxiǎng
Ateşe benzin dökmeyin, aksi takdirde sonuçlar hayal edilemez.
-
这种做法无疑是火上加油,只会让局势更加恶化。
zhè zhǒng zuòfǎ wúyí shì huǒ shàng jiā yóu, zhǐ huì ràng júshì gèngjiā èhuà
Bu yaklaşım şüphesiz ateşe benzin döküyor, durumu sadece daha da kötüleştiriyor.