肝胆相照 tam bir güven
Explanation
比喻以真心相见,互相信任,坦诚相待。形容彼此之间非常真诚和信任。
Samimi bir yürek ile buluşmak ve birbirine güvenmek anlamına gelir. İnsanlar arasında çok yakın, güvenilir ve samimi bir ilişkiyi tanımlar.
Origin Story
话说三国时期,刘备、关羽、张飞桃园三结义,他们三人情同手足,肝胆相照。一日,三人同饮,张飞豪迈地说:"吾与大哥、二哥,誓同生死,肝胆相照,此生不负兄弟情义!"刘备、关羽也深表赞同,三人举杯共饮,情义深重。后来,关羽面临曹营的强大压力,刘备和张飞始终如一地支持他,共同抵御外敌。正是因为他们肝胆相照,患难与共,才成就了三国鼎立的传奇故事。
Üç Krallık döneminde, Liu Bei, Guan Yu ve Zhang Fei Şeftali Bahçesinde kardeşlik yemini ettiler. Tıpkı kardeşler gibiydiler, birbirlerine tamamen güveniyor ve koşulsuz olarak birbirlerini destekliyorlardı. Bir gün birlikte içki içerken Zhang Fei görkemlice şöyle dedi: "Ağabeyim ve ikinci ağabeyim, birlikte yaşamayı ve ölmeyi, birbirine tamamen açık ve dürüst olmayı ve kardeşliğimizi asla ihanet etmemeyi yemin ediyoruz!" Liu Bei ve Guan Yu da tam olarak aynı fikirde olduklarını belirttiler. Daha sonra Guan Yu, Cao Cao's kampından büyük bir baskıyla karşı karşıya kaldığında, Liu Bei ve Zhang Fei onu sürekli olarak desteklediler ve dış düşmanlara karşı birlikte savaştılar. Derin güvenleri ve birlikte zorlukları aşmaları sayesinde Üç Krallığın efsanevi hikayesini başardılar.
Usage
形容彼此之间非常真诚和信任。
İnsanlar arasındaki samimi ve güvenilir ilişkiyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他俩肝胆相照,患难与共。
tā liǎ gāndǎn xiāngzhào, huànnàn yǔgòng
Zorlukları birlikte aştılar, birbirlerine sadık kaldılar.
-
他们两人肝胆相照,共同创业。
tāmen liǎng rén gāndǎn xiāngzhào, gòngtóng chuàngyè
Samimi arkadaşlıklarıyla birlikte bir iş kurdular.