神情恍惚 daldı
Explanation
形容神志不清,心神不定,精神恍惚的状态。
Bu durum, zihinsel karışıklık, dikkatsizlik ve yönelim bozukluğu halini tanımlar.
Origin Story
在一个繁华的城市里,住着一位名叫李明的年轻人。他从小就勤奋好学,成绩优异,是大家眼中的天才。然而,一次意外的打击让他彻底改变了。李明原本计划考取重点大学,却因为一场突如其来的车祸,导致他失去了双腿。失去双腿的打击让他难以接受,他变得消沉、自卑,整日沉浸在痛苦之中。他拒绝与外界接触,把自己封闭在房间里,整日神情恍惚,眼神空洞,仿佛灵魂已经离体,只剩下一个空壳。他的父母看到他这样,心如刀绞,却无能为力。他们曾试着开导他,鼓励他,但都无济于事。直到有一天,一位名叫王老师的志愿者来到李明家,王老师是一位残疾人,他曾经也是因为一场意外而失去了一条腿。王老师用自己的人生经历,告诉李明,人生总会遇到各种各样的困难,但重要的是要勇敢地面对,而不是一味地消沉。王老师鼓励李明积极地学习,并告诉他,只要努力,他一样可以实现自己的梦想。王老师的话语深深地触动了李明的心,他开始重新振作起来,他开始学习用轮椅生活,开始学习用新的方式学习知识。他每天都坚持练习,不断地突破自我。终于,在王老师的帮助下,李明考上了梦寐以求的大学。李明的故事告诉我们,人生难免会遇到挫折,但只要我们不放弃希望,勇于面对,最终一定会战胜困难,实现自己的梦想。
Gürültülü bir şehirde Li Ming adında genç bir adam yaşıyordu. Çalışkan ve öğrenmeyi seven biriydi, notları çok iyiydi, herkesin gözünde bir dahiydi. Ancak beklenmedik bir olay onu tamamen değiştirdi. Li Ming başlangıçta prestijli bir üniversiteye girmeyi planlıyordu, ancak ani bir trafik kazası nedeniyle iki bacağını kaybetti. Bacaklarını kaybetmesi onun için kabullenmesi zor bir darbe oldu. Depresyona girdi, özgüvenini kaybetti ve acıya gömüldü. Dış dünya ile iletişim kurmayı reddetti, odasına kapandı ve sürekli olarak dalgın dolaştı, gözleri boştu, sanki ruhu bedeninden çıkmış ve sadece boş bir kabuk kalmış gibi. Ebeveynleri onu bu halde görünce perişan oldular, ancak çaresiz kaldılar. Onu teselli etmeye ve cesaretlendirmeye çalıştılar, ancak her şey boşunaydı. Bir gün, Wang Öğretmen adında bir gönüllü Li Ming'in evine geldi. Wang Öğretmen engelli bir insandı, o da bir kaza sonucu bacağını kaybetmişti. Wang Öğretmen kendi yaşam deneyimlerini kullanarak Li Ming'e hayatın her zaman zorluklarla dolu olduğunu, ancak önemli olan bu zorluklarla cesurca yüzleşmek olduğunu, karamsarlığa kapılmamak olduğunu söyledi. Wang Öğretmen Li Ming'i aktif olarak öğrenmeye teşvik etti ve ona çalıştığı sürece hala hayallerini gerçekleştirebileceğini söyledi. Wang Öğretmen'in sözleri Li Ming'in kalbini derinden etkiledi, yeniden ayağa kalkmaya karar verdi, tekerlekli sandalyede yaşamayı öğrendi, yeni yollarla bilgi edinmeyi öğrendi. Her gün pratik yaptı, sürekli olarak sınırlarını zorladı. Sonunda, Wang Öğretmen'in yardımıyla Li Ming hayalindeki üniversiteye girdi. Li Ming'in hikayesi bize hayatın iniş çıkışlarla dolu olduğunu, ancak umudumuzu kaybetmediğimiz sürece, cesurca karşı karşıya kaldığımızda, sonunda zorlukların üstesinden geleceğimizi ve hayallerimizi gerçekleştireceğimizi öğretiyor.
Usage
“神情恍惚”常用来形容一个人精神状态不佳,神志不清,心神不定。在文学作品中,常用来表现人物的内心世界,比如迷茫、忧愁、恐惧等。
“Kelime” genellikle bir kişinin kötü ruh halini, karışıklık ve huzursuzluğu tanımlamak için kullanılır. Edebi eserlerde, karakterlerin iç dünyalarını ifade etmek için, örneğin kafa karışıklığı, üzüntü ve korku gibi duyguları ifade etmek için kullanılır.
Examples
-
他失恋后,神情恍惚,茶饭不思。
tā shī liàn hòu, shén qíng huǎng hū, chá fàn bù sī.
Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra çok bunalımlıydı, hatta yemek yemeyi bile reddetti.
-
她病了以后,总是神情恍惚,让人担心。
tā bìng le yǐ hòu, zǒng shì shén qíng huǎng hū, ràng rén dān xīn.
Hastalandıktan sonra hep daldı, bu endişe verici.
-
考试前夕,他神情恍惚,仿佛置身于梦境之中。
kǎo shì qián xī, tā shén qíng huǎng hū, fǎng fú zhì shēn yú mèng jìng zhī zhōng.
Sınavın ilk gününde çok gergindi, sanki bir rüyadaymış gibi.